ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

KORONA GÜNLERİNDE…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Öncelikle bir şeyi kabul etmemiz gerek.  Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz ve akla hayale gelmeyen, daha önce rüyamızda görsek inanmayacağımız, bir korku filminde olsa fantastik bulacağımız şeyler yaşıyoruz.

Bugünlerde, birçok kişi evde kaldığından, özellikle salgınlara ilişkin filmlerin konuşulduğunu fazlaca işitiyoruz.  Algıda seçicilik kendini iyice ortaya çıkardığından,  nedense internet ortamında her yerde buna ilişkin filmler var gibi geliyor.  “28 gün sonra”, “28 Hafta sonra”, “Yaşayan Ölülerin Gecesi” filan gibi insanları zombilere dönüştüren salgınları anlatan filmlerden söz edildiğini belki siz de son günlerde işitmiş olabilirsiniz.

Fakat 1956 yapımı Don Siegel’in yönettiği Invasion of Body Snatchers’i(Beden Kemiricilerin İstilası) adlı bilim kurgu filmini tek geçerim bu konuda. Daha sonra biri Philip Kauffman tarafından, öbürü de Oliver Hirschbiegel , James McTeigue ikilisince yönetilen, biri aynı isimle, öbürü farklı bir isimle olmak üzere iki yeniden çevrimi yapıldı.  Uzaydan gelen bir tür parazit, insanların replikalarını üretiyor ve yerlerine geçiyor.  Replikalar sıradan insanların tersine iyi huylu, yardımsever, güleç insanlar gibi davranıyor.  İnsanın içinde bulunan ve iyi ile sürekli mücadele eden kötülüğü silmişler gibi sanki. Aslında ABD’de Mc Carthy döneminin, farklı olanı yok etmeye çalışan zorlayıcı baskılara yönelik bir eleştiridir bu film.  Aynı kalıptan çıkma tek örnek davranışlara zorlandığımız bugünleri anlatıyor denilse yeri var.

Böyle giderse o eski sinefil günlerine biz de döneceğiz galiba…

KENDİNİ UZAYLI GİBİ HİSSEDEN SIRADAN BİR VATANDAŞ…

Bu meretin sizi etkilediğine dair en ufak bir belirti yok.  Belirti olmaması etkilenmediğiniz anlamına gelmiyormuş,  sosyal mesafeyi koruyabildiğiniz sürece maske gereksizmiş, ellerinizi güzelce yıkamanız da el hijyeni için yeterliymiş.  Uzmanlar böyle diyor.

Maskesiz ve eldivensiz markete gidiyorsunuz… Kapıyı dirseğinizle iterek giriyorsunuz. Nemelazım, kapı koluna dikkat etmek gerek. İçeri girdiğinizde metrekareye düşen insan sayısı sınırlaması yüzünden az sayıda müşteri olduğunu görüyorsunuz. Sizin dışınızda herkes maskeli… Bu kadar maskeli kişinin arasında maskesiz olmak tuhaf duygular hissettirir insana.  Sanki uzaydan gelmişsiniz de geldiğiniz gezegenin hiç tanımadığınız, size şüpheyle bakan sakinleri arasında kabak gibi ortada kalmışsınız gibi bir duygu bu..

Kasa meselesi ayrı bir mesele… Kasiyerler maskeli ve eldivenli. Size şüpheyle bakıyorlar.  Mümkün olduğunca uzakta durmaya gayret ederek alışverişinizin kasadan geçmesini bekliyorsunuz, kolunuzu uzatabileceğiniz kadar mesafeden ücreti ödeyip, para üstünü alıyor, sonra da aldığınız eşyaları paketlemek için yine uzak mesafeden uzanıyorsunuz…

Her şey tamam olduğunda, gizli bir örgütün ininden sağ salim çıkmayı başaran sıradan bir insanın hevesiyle, yine dirsekle kapıyı iterek açık havaya, yaşamın olağan gözüktüğü bir dünyaya adım atıyor,  rahat bir nefes alıyorsunuz.

N’ABER MORUK YAŞLILARA MI SÖYLENİR?

Tabii ki gençlere söylenir. En azından bizim kültürümüzde. Aslında “N’aber Moruk?” sorusu Amerikan filmlerinden veya onların Türkçe dublajlarından gündelik yaşamın argo ile gündelik yaşam arasına girmiş samimiyet ifadelerindendir. Yaşlıların yüzüne söylenmesi ayıp bir ifadedir. (Bu ifadenin diğer versiyonları “N’aber Kanka?” veya son dönemde daha sık duyduğumuz, “N’aber hacı?” dır –tabii ki bir ibadet biçiminin kazandırdığı bir  sıfat değil bu)

Yine de bu veya kültürümüze uygun diğer samimiyet ifadelerine eskiden bir tokalaşma, öpüşme veya onun varyantı kafa tokuşturma, sarılma gibi bugün aşırı gereksiz gözüken fiziksel temaslar  eşlik ederdi.  Şimdi bir buçuk metre ve birkaç santim mesafe koymadan konuşursanız, karşınızdakinin ağzınız sarımsak kokuyormuş gibi geriye çekilerek sizi mahcup etmesi riskine girmeniz de gerekir. 

Bunun bir ileri aşaması ise uzun zaman görmediğiniz biriyle tokalaşma meselesi… Elinizi sizin uzattığınızı varsayalım… Karşınızdaki geriye çekildiğinde duyacağınız mahcubiyeti hayal ederken bile sıkılıyor insan. Tersi durumda, biri size elini uzattı ve siz hastalık şüphesiyle elinizi geri çekmek zorundasınız.  Uzatılan bir eli tutmamak, Türk kültürünün genlerine aykırı bir durum.  Başka zaman olsa bunun utancına nasıl katlanılır? Belki bugünlerde gereksiz sosyal temas işlerini bırakmak gerektiği halde hala böyle dinozorlar kaldı mı diye içinizden isyan eden öfke bir sığınak sağlayabilir ancak.

Yapacak bir şey yok. Artık en yakın dostlarınıza bile  “N’aber Moruk” (veya yukarıda bunun muadili olarak sayılan diğer samimiyet ifadelerini) demeyeceksiniz.   Toplumun hepsi aynı durumda olunca utandığınız şeyler bir süre sonra olağanlaşır. Çok değil iki ay önce mümkün görünmeyen bunca negatif duyguya katlanmanın arkasında, tüm canlıların en güçlü dürtüsü var. Yaşama dürtüsü.

İnsan yaşadıkça neler görüyor…

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,4917
34,7976
2.443,82

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

parçalı bulutlu
parçalı bulutlu 13o

SON YORUMLAR