ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

BAŞKAN KİMİN ENSESİNE VURUP EKMEĞİNİ ALDI?

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Karadeniz Ereğli Belediye Meclisi Kasım toplantılarını yaptı. Meclis hakkında diyecek bir şey yok. Üyelerden her birine dokunsan bin ah işitirsin ama icraat alanında yanlış giden bir şeyler hakkında fikir beyan etmeye geldi mi, birdenbire bu olguyla taban tabana zıt şekilde suskun bir topluluk görüntüsü serilir gözlerinizin önüne.

Bu durum, aynı zamanda tarz itibarıyla en agresif kanaat önderlerinden biri olan Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın da gördüğü bir şey olmalı.  Başkan Posbıyık,  ilk birleşimde yaptığı konuşmada, “Çünkü Ereğli halkı hakikaten saygıdeğer bir halk, ama sessiz, sakin, kaderine razı olmuş. Vur tokatı ensesine, ağzından lokmayı al. Onun için de hiçbir şeye itiraz etmediğimiz için…” derken, Ereğli halkı kadar belki de meclis üyelerini de kast ediyor. Nitekim, bu sözler ağzından çıkarken yine itiraz eden olmadı.

Denilebilir ki Başkan Posbıyık bunu söylerken, bu günlerde kendisine  ‘Kavgacı’ denilmesine yol açan Erdemir ile yürüttüğü gergin politika çerçevesinde, ilçeye tepeden baktığını söylediği şirket yöneticilerini kast ediyor.   Yine de bir bakıma, ‘Kıptinin merdi şecaat arz ederken sirkatin söylermiş’ özlü sözünü akla getiren boyutları var mıdır diye sorgulanması da gerekir bu sözlerin.

Çünkü, “Ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.”

EKMEK KİMİN EKMEĞİ…

Acaba, Belediye Başkanı Halil Posbıyık, göreve geldikten sonra sayıları iki elin parmaklarını aşan kişiyi işten çıkarırken, “Bu Ereğli halkı sessiz, sakin, kaderine razı olmuş. Vur tokadı ensesine, ağzından lokmayı al” diye düşünmüş müdür? Bunun daha sonra böyle düşünüleceği aklına gelmiş midir? 

Peki ya işten çıkarmakta zorluk yaşayacağını bildiği için, kendileri istifa etsinler diye uzmanlık alanıyla en alakasız noktalarda görevlendirilen kimi belediye çalışanlarına ne demeli?  Rutin işleyişleri devam ederken, kendisine yakın kişilere kimi belediye iktisadi teşekküllerini devretmek suretiyle “Ensesine vurulup, ekmeği elinden alınanlar?  Halk otobüsleri ve öğrenci servislerine ilave otobüs plakası tahsisi yoluyla sıkıntıya soktuğu, Delihakkı Subaşı hattında yolcu taşırken birdenbire kendilerini ekmeklerini yitirme tehdidiyle karşı karşıya bulan şoför esnafı?

Festivallerle ilgili bir şey demeye gerek yok. Nasıl Hamsi festivalinde hamsiler festivale ana menü olarak katılmalarına itiraz etmiyorsa, dokunduğunda kendinden ne kadar bağış istendiğini yana yakıla anlatan esnafın, Başkan, ‘Kesinlikle kimseden zorla bağış alınmıyor’ açıklamasını yaptığında lal olması, esnafın değil, başkanın bir bakıma haklı olduğunu ortaya koyuyor belki.  Seçilmiş kişilerin iyiniyetli çabaları yanında, kendilerini de değersizleştirmek için “Memur” yakıştırması yaptığında ses çıkarılmaması da öyle.

Peki, bu işlere daha yakından, daha derinden bakmanın bir yolu var mıdır?

BİZİM MERHUM MUHTAR GİBİ…

Başkan Posbıyık’ın “Ensesine vurulduğunda ekmeği alınabilen” yerel halktan olduğu, kimi zaman bu “Yerlilik” kavramı üzerinden siyaset yaptığına herhalde pek az kişi itiraz edebilir.  Geçen seçimde “Ben de Rizeliyim, Artvinliyim, Erzurumluyum, köken üzerinden siyaset yapmam” dedi, bu söylem “Posbıyık’ın değiştiği” algısının temellerinden birini oluşturdu, ayrıca birtakım kişiler başkanın yedi göbek ecdadında boy boylamak, soy soylamak suretiyle yabancı izler aradı ama bu durumu değiştirmez. Kendisi Ereğli’nin “Yerlisi” tabir edilenler arasındadır.

O zaman, seçim dönemleri dışındaki zaman kesirlerinde kendisine düşman üretmek pahasına meydan okumaları nasıl değerlendirmeli? Hani yerli halkın ensesine vurulup ekmeği elinden alınabilirdi?

Akla bir ihtimal geliyor. Bizim köyün ikinci dünya savaşı döneminde görev yapan merhum muhtarlarından biri anlatmıştı. Muhtar o zamanlar devletin köydeki gölgesi olduğundan, kamu düzenini bozan ufak tefek kusurların cezasını da kendisi verirmiş. Muhtar ufak tefek olduğundan, kabahat işleyenler arasında iri yarı gördüklerini dövemezmiş.  Bunun yerine ufak tefek olanlardan birini döver, iri yarı olanlar da başları belaya girmesin diye muhtarla karşı karşıya gelmekten kaçınırmış.

Bir ihtimal, Başkan Posbıyık’ın, kendilerine cevap verme yeteneği düşük olan kesimlerle kavga ederek,  diğer sorunlu alanlardaki icraatlarına itiraz etmesi muhtemel kişilerin, etki alanları ne kadar güçlü olursa olsun, “Başları belaya girmesin” diye sesini çıkarmamasını sağlama amacına dönüktür.

Tıpkı bizim merhum muhtar gibi.

KAZIN AYAĞI…

Uluslar, toplumlar hakkında basmakalıp yakıştırmalar genelde gerçeği ifade etmekten hayli uzaktır. Zira toplumların huyları değil, kültürleri vardır. Kültür de toplumun, tarih boyunca süreklilik arz eden sosyal ortamlardan edindiği alışkanlıklarla ortaya çıkar.

Zonguldak ve Ereğli halkının aralıksız savaşlara nedenini sorgulamadan asker gönderdiği,  mükellefiyet döneminde bin bir türlü zulme katlandığı, özelleştirme süreçlerinde yaşanacak mağduriyetleri sineye çektiği yönündeki söylemler doğru ama eksiktir. Bunlar, bu toplumun hakları söz konusu olduğunda her daim suskun kalacağı anlamına gelmez. Tavuğuna taş attı diye iki komşunun birbirinin gırtlağına çöktüğü, on santimlik bir sınır çiti ihlali yüzünden bazıları yarım aşırı bulan husumetlerin yaşandığı; şurada çeyrek asrı azıcık aşan bir süre öncesine kadar, insanların doğadaki diğer canlılarla eşit koşullarda, sürekli bir mücadele içinde bulunduğu bir coğrafyada, insanların sabır taşının kırılmaz olduğunu söylemek, ancak basmakalıp bir yakıştırma olabilir.

Aslında bunu en iyi Başkan Posbıyık bilir. Daha 2014 seçimlerinde, Ereğli’nin hakim-i mutlak’ı iken, “Ensesine vurup ekmeği alınabilen” bu toplum, ‘yumuşak atın çiftesi pek olur” özdeyişi misali, kendisini kapının önüne koymamış, evinde (Kendi deyimiyle)  “yumruğunu kafasına vura vura” tefekkür etmeye bırakmamış mıydı?  Demek ki kazın ayağı öyle değilmiş.

Böyle şeyleri iş o noktaya gelmeden düşünmek, “testi kırıldıktan sonra” düşünmeye yeğdir mutlaka.

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,4555
34,8075
2.443,76

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

açık
açık 16o

SON YORUMLAR