ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

JUNIOR SİNA…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Sina Çıladır’ı (hani Junior olan) okumam, takip etmem. Zira analitik düşünmez, araştırma yapmaz, yeterince okumamış olmasından olsa gerek, yazdıklarının tam olarak ne anlama geldiğini bilmez, tüm küçük insanların yaptığı gibi, olguları fikirler ve olaylar üstünden değil, kişiler ve onlara yönelik kuruntular üzerinden değerlendirmeye çalışır.

Fakat “bizim çocuklar” dikkatimi, Junior’un mensubu olduğu internet sitesinde yayınlanan, hasbelkader yazı işleri müdürü sıfatını taşıdığım gazeteye yönelik ithamlar içeren, kimine imzasını koyduğu, kimine koymaya cesaret edemediği bazı yazılara çekince, bir göz atma –ve gerçeği ortaya koyma- gereği iktiza etti.

Bir sosyal sınıf, kurum veya kişilere dair  bir yargı oluşturmak, olguları “söylemekle” veya “ iddia etmekle” tamama ermez.  Birinin analitik düşünmediğini, araştırma yapmadığını, yeterince okumadığını söylediğinizde, bu kanaatin nasıl oluştuğunu ve neden böyle olduğunu izah edebilmek gerekir ki bu, Junior Sina’nın ya eli ve dilinin varmadığı, ya da aklının ermediği bir yetenektir.

Öyle olmasa, yazdığı ithamların mekaniğini doğru kurgulamayı başarabilirdi.

***

Sina Çıladır Junior, Ereğli basını içinde gerçeğe ve doğruluğa tutkuyla bağlı olanlar arasında ilk sıralarda yer alan kadim dostum İzzet Aslanbay’ın ara sıra “Canını sıktığı”, yazdıkları sadece iddia, vehim ve dedikodu düzeyinde kalan bir kişidir.

Junior Sina, ilçedeki gazeteciler arasında analitik düşünceye en az sahip olanlar arasındadır. Bu yeteneğe biraz sahip olsaydı, bir alacak tahsilatı nedeniyle, borçlu dışında birinin itham edilmesinin ahmakça olduğunu bilebilir, her saygıdeğer vatandaş gibi,  tahsilat için gerekli hukuki altyapıyı kullanabilirdi. 

Mevzubahis gazetenin eski sahibinin bir şirketiyle olan borç alacak ilişkisini, aynı kişinin diğer şirketine ait bir kurumu devralan kişiyle ilişkilendirmek istiyorsa, bunun meşru yolunun da kuruntularını yazmak olmadığını bilebilirdi.

***

Bu Junior – yaşça küçük olan demektir. Türkçede Ufaklık diyorlar buna – araştırma falan da yapmaz. Yoksa mensubu bulunduğu internet sitesinde –çıkardıkları gazeteyi uzun zaman önce kapattılar - , kendi kaleminden çıktığı belli olan yazıda, Demokrat Gazetesi’nin denetiminin düzgün yapılmadığına, siyasi nüfuz kullanıldığına ilişkin iddiaları, bir evrak üzerinden yapardı.

Demokrat gazetesi, Basın ilan Kurumu’nun denetiminden, tüm kriterleri bihakkın yerine getirmek suretiyle geçti. Basın emekçilerinin hak edişlerinden tutun, asgari kadroda yer alan kişilerin aktif olarak işinin başında oluşuna, tutulması zorunlu defter ve evraklar, kesilen faturalardan, gazetenin yüzölçümü, santimetreye düşen satır miktarı, beher sayı başına düşen özel haber, reklam oranları konusunda tüm kriterleri eksiksiz olarak yerine getirdiği tescillendi.

Junior’un iddiaları, Basın İlan Kurumu denetiminde tespit edilen resmi kayıtlara dayanıyor olsaydı; eksiklere rağmen Demokrat’ın ilan hakkının devam ettirildiğini belgellemek suretiyle yapılmış olsaydı bir anlamı olabilirdi.  Sıfır eksikli bir denetim raporu varken, bu iddia, “Bal bal diyerek ağzını tatlandırmaya çalışan” bir aklı evvelin kuruntuları seviyesini aşamıyor. 

Müddei ispatla mesuldür.  Devletin bir kurumunun, evrak ve resmi kriterler üzerinden yaptığı bir denetlemede, “politik nüfuz kullanımına boyun eğdiği” iddiasında bulunmanın, kovuşturma gerektiren bir durum olup olmadığı konusu, ithamın hedefindeki ve diğer ilgili kurumların takdiridir.

***

Junior, ya okumuyor, ya okuduğunu anlamıyor, ya da anlıyor ama işine gelmiyor.  Bu önermenin ispatı, İzzet’in “Sina’nın canını sıkan” yazısına verdiği cevapta görülebiliyor.

Bay Junior, İzzet’e “Donkişotluk” yaptığı ifadesiyle sözüm ona eleştirince, Sina’nın Don Kişot – Miguel de Cervantes Saveedra’nın Don Quijote’si oluyor, Sina’ya tam çeviri metnini birkaç kez okumasını öneririm – benzetmesi yüzünden doğrusu İzzet’e gıpta ettim.  Zira Don Kişot denilen kurgu karakteri, içinde bulunduğu şartlar altında yanlış ve kötü olan her şeye karşı gereğini yapanların, duruma göre hareket eden çoğunluk nazarında nasıl göründüğünün bir alegorisidir.

Don Kişot’un içinde taşıdığı doğruluk ve adalet duygusunu, rüzgarın estiği yönde hareket eden yel değirmeni ne bilsin? O sadece o gün esen rüzgarın sevk ettiği kadar, o yönde  döner, rüzgar ne kadar sert esiyorsa o kadar hızlı döner.

İnsanlara kanıtı olmadan, vehimler üzerinden suç isnat edenlere itiraz eden Don Kişot oluyorsa, iddiasını ispat yükümlülüğünü bir taş, bir ağaç suskunluğuyla görmezden gelenlere de “Yel değirmeni” metaforu gayet iyi yakışır.

***

Junior, tecrübe noksanlığından yanlış yollara sevk ettiği garezini kusmaya devam etsin varsın. Eline geçecek tek şey, bıyık altından müstehzi bir tebessümdür.

Yine de kendisine bir tavsiyede bulunmak gerek.  Tencere dibin kara, seninki benden kara durumundan sakınabilmesi için…

 Künyesinde yazılı her ismin, kendi görevini fiilen icra ettiği ve karşılığını aldığı bir yayın kuruluşuna sataşacağına, belki aynı masada gülüp oynadıkları arasında kimlerin sırtını döndüğü anda arkasından kendisiyle alay ettiğini-ve nedenini- öğrenmeye çalışmalı.  Birlikte çalıştıkları basın emekçilerinden kaç tanesinin özlük haklarını, ne ölçüde yerine getirdiği üstünde, başkalarınınkini düşündüğünden daha çok düşünmeli. Niye her yazdığının dönüp dolaşıp kendi tahsilatlarıyla ilgili bir noktaya çakılıp kaldığı konusuna da özel bir önem vermesi yerinde olacaktır.

Kişi herkesi kendi gibi bilir ya. Junior'un da herkesin maddi bağlarla birbirine bağlı olduğu inancına kendini fazlaca kaptırmaktan sakınması gerek.

Kendisinin içinde yaşamını sürdürdüğü etik dışı durumu doğal kabul ettiren zihinsel manipülasyondan kurtulması ancak böyle mümkün olabilir.

 



YORUMLAR

zeki | 5 Ekim 2020
:))))
Rıdvan | 6 Ekim 2020
Abi.O şimdi bu yazıyı da anlayamaz ki! O´nu anlayabileceği bir seviyede yazsaydın.
Hakan Akgün | 8 Ekim 2020
Rıdvan denilen arkadaşı tebrik ederim çok yerinde yorum atmış bu arada Hüseyin bey sizi tebrik ederim bu adamın kumaşını pazara çıkarmışsınız
sıradan vatandaş | 9 Ekim 2020
Sayın Hüseyin aksakal .. Nasıl yazı yazılır ? Nasıl üslup kullanılır ? Saksıya fesleğen nasıl oturtulur ? Çok güzel anlatmışsınız umarım muhatabın etrafındakilerden biri anlarda Junuir´a anlatırlar. Zira kendisinde anlayacak kapasite var mıdır emin değilim. Saygılar sevgiler Hüseyin Aksakal
sıradan vatandaş | 9 Ekim 2020
buraya yaptığım yorum 10 dakika içinde yayınlanırken sina nın kendi yazısına yazdığım yorum 10 saattir yayınlanmadı demek ki işine gelen yorumlarını onaylıyor büyük üstat sina bey


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,3497
34,7922
2.397,52

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 13o

SON YORUMLAR