Uysal, sonunda Erdemir´e patladı

Ereğli Belediye Başkanı Hüseyin Uysal, Erdemir yönetiminin, Ereğli´ye sadece sırtını dönmekle kalmayıp, gözlerini de kapattığını iddia ederek, bugüne kadar sabrettiğini ancak artık sabrının kalmadığını söyledi.

Uysal, Ereğli Belediye Meclisi´nin Atatürk Kültür Merkezi´nde gerçekleştirilen olağan üstü toplantısında yaptığı gündem dışı konuşmada, Erdemir yönetimi tarafından, Ereğli Belediyespor´a dayatılan uygulamaları, yabancı bir ülkede sporcu kafilelerine uygulanan pasaport, vize bahanesiyle yapılan eziyete benzetti.

Erdemir´in, Beyçayırı Stadı´ndaki onarım çalışmaları nedeniyle iç saha maçlarını Erdemir Stadı´nda oynamak için kendilerine başvuran klüp yöneticilerinden banka teminat mektubu istediğini kaydeden Uysal şöyle konuştu:

Bu gün şehirden bahsetmek istiyorum. Bu konuda üniversite öğrencileriyle sohbete irticalen konuşmuştum. Bir köşe yazısında okumuştum. Bugün konumuz az olduğu için bu konuda konuşmak istiyorum.

Bir şehrin aldığı verdiğinden çok ise o şehirde yaşamak, kişi ve kurumlar açısından kazançlı hale gelir. Şehrin verdiği daha çok olmalı. Bu nedenle belediye olarak çalışmalarımızı hep bu yönde sürdürüyoruz. Kendimize sorduğumuz hep, on yirmi yıl sonra kendimizi nerede görmek istediğimizdir. Nasıl bir şehir hayali kuruyoruz. Bunların hepsini planladık ve bu yolda da adımlar atıyoruz. Gerek tarih, gerek kültür, gerekse doğa ve çevre hassasiyeti, tüm konularda çalışmalarımız devam ediyor. Çok kısa zamanda bunları da paylaşacağız.

Şehrimizin tarihi belli, tarihi kişilikleri belli. Kişiler çok önemli dedik. En kısa zamanda bitecek çalışmalar sürdürüyoruz bu konuda. Uzunmehmet Araştırma Merkezi projesi Kestaneci Mahallesi´ndeki o alanı çok güzel düzenleyeceğiz, üç boyutlu fotoğrafları da bitmek üzere. Kişi olarak bir de değer vermemiz gereken ressamımız Osman Zeki Oral var. En kısa zamanda ressamımız için bir çalışma atölyesi kurup, resim yarışmaları düzenleyeceğiz.

Aslında bir anlamda şehrin rakiplerini tanımladık. Bizim şehrimiz nasıl bir şehir olabilir, nasıl rakiplerimiz olabilir. Bu tanımlamalarımızda bitti. Şehrin daha ileriye gitmesi için neler yapılabilir. Kişi ve kurumlar, şehre ne yapacaklarını sorgulamalı. Biz bu sorgulamayı her akşam yapıyoruz, bundan sonra daha sık yapacağız.

Okuduğum o makaleyi paylaşmak istiyorum. İdeal şehir nedir? İdeal şehir temel fırsatları bol, temel tehditleri az şehirdir. Durmuş, oturmuş bir şehir ise fırsatları da tehditleri de az olan şehirdir, Yani gelişme veya gerileme durumu çok az olan şehir. Fırsatları kıt, tehditleri bol olan şehir ise sorunlu şehir oluyor. Bir de riskli şehir var. Hem fırsatları bol hem de tehditleri çok. İşte bu tanım bizim şehrimize uyuyor.´´

´´ERDEMİR, EREĞLİNİN DEPLASMANIDIR´´

Bölgesel Amatör Küme´de mücadele eden Ereğli Belediyespor´un son üç maçını deplasmanda oynamasına rağmen ilk devreyi lig ikincisi olarak bitirmeyi başardığını ifade eden Uysal sözlerini Erdemir yönetimini eleştirerek sürdürdü.

Üç maçın birinin deplasmanda oynanmadığını ileri sürebileceklerin olabileceğini ancak durumun böyle olmadığını iddia eden Uysal şöyle konuştu:

´´Hayır o maçı da deplasmanda oynadık. Deplasman şehrimizin için de bir stat. O stadın adı da Erdemir Stadı. O stada bizim seyircilerimiz bir deplasman seyircisi gibi alındı. Takım sahaya girmiş, seyirciye kaplılar açılmıyor. Kim tarafından, Erdemir tarafından. Seyirci uzun bir yol kat ederek stada giriyor. Yurt dışında bazen giden sporculara pasaport vize uygulaması adı altında zahmet çıkarılır, o gün Erdemir Stadı´na giren seyircimiz de bu eziyeti yaşamıştır. Bunun başka bir açıklaması yok. Benim terbiyem bu kadarını söylemeye müsaade ediyor.

Peki o stadı alırken hangi çileleri çektik? Başkan Yardımcımız Ayhan Atay anlattı. Ereğli Belediyespor kentin gözbebeği olan ve başarılar yakalamış bir klüptür. Kentte maçlarını 5-10 bin kişi izler. Erdemir yönetimi stadı verirken bankaya teminat mektubu yatırın diyor. Yirmi maddelik bir protokole imza atacaksınız diyor. Ereğli Belediyespor orada 2 saat top oynayacak, Erdemir yönetimi tarafından teminat mektubu isteniyor ve protokol imzalattırılıyor. Bunu sizinle paylaşmak istedim´´

´´ERDEMİR SADECE SIRTINI DÖNMEDİ´´

Ereğlili işadamlarının daha önce Erdemir´in Ereğli´ye sırtını döndüğünü ifade ettiklerini hatırlatan Uysal, ´´Israrla bekledim. Ama dönmemiş. Hem dönüp hem gözünü kapatmış. Mevlana´nın bir sözü var, ‘yüreği yanmayanın gözü yaşarmaz.´´ Bu konuşmayı yapmak için ben de sabaha kadar uyumadım. Gökhan arkadaşıma da (Gökhan Demirtaş) buradan geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum. Bir belediye başkanının bu tür karşılamalardan dolayı ne tür ıstırap çekeceğini tahmin ediyorum. Buradan arkadaşıma sesleniyorum. Geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum.

Ona bir tavsiyem var. Genel Müdür Yardımcısı senin mevki makamın değil. Sen gittiğin zaman Genel Müdür´le oturacaksın. Genel Müdür yardımcısı ile hiçbir şey konuşmazsın. Çünkü o sabır ve akıl test eden bir insan. Ama bizim de sabrımız kalmadı´´ şeklinde konuştu.

´´ERDEMİR´E SHAKESPEARE´Lİ GÖNDERME ´´

Erdemir eleştirisini İngiliz Şair Shakespeare´den alıntıyla sürdüren Uysal sözlerini şöyle tamamladı:

´´Mevlana´dan bahsettim. Ama orada öyle bir entel arkadaşımız var ki Mevlana´dan anlamayacak. Onun için ona Shakespeare´le cevap vereyim ki anlasın. Belki İngilizcesini de okur. ‘Yağmuru sevdiğini söylüyorsun, ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun/ Güneşi sevdiğini söylüyorsun, ama güneş açınca gölgeye kaçıyorsun/ Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun, ama rüzgar çıkınca pencereyi kapatıyorsun/ İşte bu yüzden korkuyorum, çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun ve söyledin.´´

Ereğli´de küçük olsun benim olsun diyen zihniyetler var. Biz olduğumuz sürece bunlar olmayacak. Çünkü hepimizin davası büyük bir dava. Bu davanın adı da Karadeniz Ereğli. Bu davaya hep beraber sahip çıkacağız. Hiçbir zaman biz kazanalım Ereğli kaybetsin diyenlerden olmadık olmayacağız. Bu yüzden artık Erdemir´in Ereğli halkına, TSO´ya, esnafına, işçisine yüzünü dönmesi lazım.

Çok iyi biliyorsunuz. Bu sözler benim için bir başlangıç, bir mesaj. Büyük ideallerimiz var. Yılgınlığa kapılmayacağız ve bunu hep birlikte başaracağız.´´