SON VE BAŞLANGIÇ…

Yeni bir çalışma ortamına başlamak zor iş… Sanki mesleğe ilk kez adım atmış olmanın tedirginliği ve günü tamamlamayı başarıp başaramayacağınız şüphesinin körüklediği anksiyete, ne zaman tedbil-i mekan ederseniz bir alacaklı gibi yakanıza yapışır.

Genelde sandalyeniz alıştığınızdan ya yüksektir, ya alçak.  Yazı yazdığınız klavyenin tuşları önceden alıştığınız gibi değildir, bilgisayarın hızı, üstündeki uygulamalar farklıdır.  Basın sektörü söz konusu olduğunda, yeni yayın kuruluşu ile öncekiler arasındaki bakış açısı farklılıklarına uyum sağlamak da az buz bir sıkıntı değildir. Köşe yazıyorsanız, gazetede kullanılacak fotoğraf, köşenin ismi, bin türlü ıvır zıvıra karar vermek gerekir.

Anlayacağınız, yeni mekanlarda, yeni çalışma ortamlarında kendinizi biraz eğreti hissedersiniz. Bu duygu, daha evvel güzel bir işbirliği ortamı bulduğunuz mesai arkadaşlarınızdan ayrılmış olmanın duygusuyla daha da perçinlenir.  Ne yapalım,  işyeri değiştirme eyleminde, yolun ortasından başlamak diye bir şey yok. Ne kadar tecrübeli olursanız olun, hep bir şeylere sil baştan başlamış olmanın duygusuyla yürümeye mecbursunuz.

TECRÜBE NEDİR?

Tecrübe nedir o zaman? Galiba bu sayılan kaygıların sadece birkaç gün süreceğini, daha sonra başka yerde hiç çalışmamış, ömrünüz bu işyerinde geçmiş gibi hissedeceğinizi bilebilmektir sadece.

Gerçi, Değişim Gazetesi´nden ayrılıp Demokrat Gazetesi´ne geçişimiz biraz daha farklı değerlendirilebilir. Zira Değişim´den önceki durağımız yine Demokrat Gazetesi idi. Beş yıl süren Demokrat ailesi üyeliğimiz, dört yıllık bir aranın sonunda yeniden başladı pazartesi itibarıyla.  Bu kez mekân farklı olsa da çalışma arkadaşlarımız ya aynı, ya da değişik vesilelerle aynı işyerlerinde yolumuzun kesiştiği kişiler.  Muhtemelen bu kez intibak süreci daha öncekilere göre daha kısa sürecek anlayacağınız.

BİR PARADOKS…

Yazı veya haber yazarken,  aklı başında kişiler gerçekliğin tüm cephelerinin aynı anda algılanamayacağını ve yansıtılamayacağını bilirler. Bu işler, ufka kadar uzanan, dağların, nehirlerin, ormanların, tarlaların, bağ ve bahçelerin serildiği bir manzaraya, bir pencereden bakmaya benzer. O pencereden görebildiğinizi görür, yeteneğiniz ölçüsünde onu anlamaya ve anlatmaya çalışırsınız.  Sonra bir gün başka bir pencereye geçersiniz ve manzara ufak tefek değişiklikler geçirir. Burada önceki pencereden gördükleriniz sizin için engel değil, karşılaştırma yapabileceğiniz bir referans olarak pozitif bir değer taşır.

Tabii işyeri Karadeniz Ereğli´de –veya başka bir ilçe, il veya beldede- yayınlanan bir yerel gazete olunca, yazdıklarınızın konusu pastoral bir manzaradan farklı olması kaçınılmaz.  Aynı nehirde iki kez yıkanılmayacağı gibi, her an değişen bir manzarayı gözlersiniz.  Kurumlar, yöneticiler, sosyal, ekonomik, kültürel ortam değişir. Gün gelir, en değişmez zannettiğiniz şeyler bile değişir.

Her halükarda yapmanız gereken bugünü yorumlamak, değerlendirmektir. Bugünü düne bakarak anlar, geleceğe bakarak yaşarsınız.  Yazılan çizilen şeyler, bu dönüşüm sürecinin bir sonucu mudur, belirleyicisi midir?  Kimi zaman biri, kimi zaman öbürüdür herhalde.  Tavuk ve yumurta paradoksu yani.

VEDA VE SELAM…

Dört yıl boyunca bir çalışma hayatını birlikte yürüttüğümüz Değişim Ailesi´ne bu sonsuzluk kesri boyunca şahsıma tahammül ettikleri ve hayat hikâyeme renk kattıkları için şükranlarımı belirtmem gerek. 

Dört yıl önce Değişim ailesine katıldığımda, görevimin ne olacağını sorduğum Yönetim Kurulu Başkanı Semih Çolak, "Seni ağabey olarak alıyoruz, gerisi sana kalmış" demişti.  İlk anda bu ifadenin "Cicim Ayları" bittikten sonra yeni şekiller alacağı akla geldi ama öyle olmadı. Değişim Medya Yönetim Kurulu Başkanı Çolak –ve Değişim Medya çalışanı arkadaşlarım- bu dört yıl boyunca bu söze aramızdaki değerli ilişkinin anayasasıymış gibi sahiplendi.   Gönülden umudum, geride bıraktığım izlerin, bu anayasayı ihlal etmemiş olmasıdır.  Hepsine çalışma hayatlarında başarılar diliyorum.

21 Ekim 2019 Pazartesi günü itibarıyla Demokrat Gazetesi´nde ilk fiili mesai günüme, daha önce ayrıldığım bir işyerinde kapıyı açık bulmanın gönül huzuru içinde başladım.  Bunun için de başta Demokrat Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Çakır olmak üzere, tüm değerli çalışma arkadaşlarıma minnettarım.  Birlikte uzun, başarılı bir çalışma süreci geçireceğimize gönülden inanıyorum.

Bunca zaman yazdığımız haberleri ve yorumları okuyan okurlarla buluşmanın da çok değerli olduğunu ifade etmeden geçemem.

Herkese yeniden merhaba!