Özkan: ´´Ben bu yarışta yokum´´

15 Nisan´da yapılacak Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) seçimlerinde mevcut dört adaydan birisi olan İş Adamı Mustafa Özkan adaylıktan çekildiğini bildirdi.

Demokrat FM´de Kara Tren programına katılan Özkan´ın, adaylıktan çekildiğini de açıkladığı açıklamları özetle şöyle:

´´87-2005 arasında olmadığım için Mustafa Özkan kimdir sorusuyla başlamak doğru. Ben 1975 senesinde Artvin Arhavi ilçesinden Ereğli´ye gelmiş bir aileden geliyorum. Ereğli´de ilk orta ve lise tahsilimi tapaladıktan sonra Ankara ‘da Gazi Üniveristesi´nde mühendislik eğitimi aldım. Babam üniversiteye habersiz başladığım için 9 yıl benimle konuşmadı.

Babamın Ereğli´de bir geçmişi var. Varlığı bilen bir insanım. Babamla konuşmadığım sürede bir yandan çalıştım bir yandan okudum, bu anlamda yokluğu bilen, mücadele içinde olan birisiyim. Kimseyi hakir görmem. Haksızlık karşısında dik durmak benim kişiliğimin temelidir. 2005 yılında internetten Ereğli Demir Çeliği´in bir ihalesine girdim ve Ereğli´ye geldim. Bu vesileyle tekrar Ereğli´ye geldim, çocukluk arkadaşlarımı buldum. İşe girince başka işlere de girmeye başladık. Haftanın bir kısmı Ankara´da bir kısmı burada devam ediyordu. Sonuçta burada işlerin yoğunluğunu da dikkate alarak toptan Ereğli´ye dönmeye karar verdim.

Benim için her dönem bir yere aday diyorlar, bu ilçenin ben de çok katkısı var. Erdemir´de de yaptığım işlerin de bana çok kattıkları var. İş yaparken Ereğli´nin büyük bir ivmeyle gerilediğini gördüm. Bunu hazmedemedim. Ben de emeği olan kent geriliyordu. Buna sessiz kalırsan yarın çocuklarına cevap veremezsin. Buna neden sessiz kaldınız diye. Öncelikle bu bilinçle hareket ettim, her fırsatta taşın altına gövdemi koydum.

Aslında bu görev sadece bana düşmez. Ereğli´de emek veren, istihdam sağlayan herkesin, daha iyi koşulları torunlarına vermesi gerekir. Benim adaylıklarımın altında bu yatar. Bu nedenle ilk olarak belediye meclisine üye oldum. Bir mühendis olarak belediyeye katacaklarımın olduğu bilinciyle. Derdim para kazanmak değil. Öyle olsa meclis üyesi olarak belediyenin işlerini yapamazdım.

İnsan onurlu yaşamak için bir paraya ihtiyaç duyar. Ama çok paranın insana katacağı bir onur yoktur. Öbür tarafa da götürmezsiniz. Ama toplumdaki genel kanı budur. Bir yere adaysa, bir menfaati vardır. Evet benim de menfaatim var ama kişisel değil.

POSBIYIK ÖNÜMÜ KESTİ

Siyaseten önüm kesildi. Neden? Çünkü Mustafa Özkan kafasına koyduğunu yapar düşüncesi vardı. Önümü de Halil Posbıyık kesti. Onun iradesi mi bilemem ama karar merciinde o vardı. Aslında Mustafa Özkan´la anlaşmak çok kolay. Ama nasıl Beni yanlış bir işe kanalize edemezsin. Ama doğru bir işte herkesle anlaşırım. Meclis üyesi oldum. Önüme gelen konuda doğruyu savunurum. 15 kişi başka bir şey savunsa da ben doğru bildiğimi savunurum, ama oluşan grup kararına da uyarım. Mustafa Özkan budur. Dinler, görüş alır, oluşan ortak kararın arkasında duru. Ama asla birilerinin kişisel menfaatleri nokrasında kanalize edilemez. Böyle bir kan uyuşmazlığı var. Çok da umurumda değil. Hesabını veremeeyceğim hiçbir işim yok.

İlçe yönetimiyle aram iyi olmasına rağmen gittim Ankara´dan milletvekilliği aday adayı oldu. Orda da genel merkeze yakın kişi hakim oldu ve engel teşkil etti. Yine bir kent Konseyi süreci vardı. Aslında hakkı verilirse önemli bir kurum. Aday olduk. Yasal olmayan bir şekilde divan oluşturuldu ve diskalifiye edildim. Yargıya baş vurdum ve yargı beni haklı buldu, o seçimler şimdi yenilenecek. Yani hukuksuz bir iş yapmam.

TSO ADAYLIĞI

Şimdi başka bir fırdat avr. TSO seçimleri. Neden aday oldum. Allah rahmet etsin ben Yaşar abiyi severim. Yaşar abinin bazı sıkıntılardan dolayı yeterince efor sarf etmediğini gözrdüm. Ben aday değilim deseydi belki ben aday olmazdım. O dönem Ekim´de yapılacak seçimler ertelendi. Ben bir eksiklikten dolayı aday oldum. Bu benim değil bir ekibin çıkışıydı. Ben İrfan Erdem aday mı diye sordum. Değilse ben de aday olmayacaktım. Benim Arslan Keleş´in yanındaki Turgut Tanyıldız, Adem Çakır´la dostluğum var. Bir şey diyemem çünkü çizgeleri belli. Ama diğerleri kişisel çıkarlarla hareket ediyorsa ben onları hoş göremem. Dolayısıyla doğru olsunlar, mert olsunlar saygı duyarım. Kişisel menfaatle birileri bir yere odaklanınca ben de birisinin buna müdahale etmesi gerekir dedim. Bu yöntemin Ereğli´ye katkı vermeyeceği ortada. Bunu vurgulamak gerekiyordu ve çıktık biz varız dedik. Bu varız derken, birlikten güç doğar ilkesiyle hareket ettik. Ereğli´nin temel sorunu zaten birlik olamamak. Büyük kentlerde bile iki aday varken bizde 4 aday oluyor. Hani Ereğli´nin menfaati için yola çıkmıştık. Seçim zamanı yan yana gelemeyenler 4 adaylı seçimden sonra nasıl birleşecek.

Yaşar abinin yönetimi 4-3-1 çoğunlukla seçildi.

O ekipte Niyazi Özcan, şimdi Faruk Yazıcı ile birlik sağlayamamışken Ereğli´nin sorunlarını nasıl çözeceklerdi. Şimdi herkes Ereğli´yi kurtarma iddiasıyla ekibiyle kazanmak istiyor. Ben birlik için üzerime düşenleri sarf ettim. Bunu ekip arkadaşlarım biliyor. Ama bir Mustafa Özkan çekincesi var. Biz Mustafa Özkan´ı nasıl raptederiz. Beni neden zapt edeceksin. Demek ki kişisel bir arayış içindesin ki benim karşı çıkacağımı düşünüyorsun. O zaman ben senin niyetini sorgularım.

BENİM O MAKAMA İHTİYACIM YOK

Broşür bastırdım. Orada diyoruz, Ereğli´nin geleceğine sahip çıkmak, oylarınıza sahip çıkmakla olur. Bunu neden diyoruz. Bu güne kadar hep ahbap ilişkileriyle o yönetim belirlenmiş. Bu sistmle oluşan yönetimin bir katkı sağlamayacağı çok açık. Biz hiçbir yere hiç kimseye hatır gönül ilişkisiyle, gövde gösteresi yapar gibi kapıdan sigara ateşi alır gigi de gitmedik. Önce köylerden başladık. İlk yaklaşımlar çok soğuktu. Çünkü mevcut yaklaşımda herkes seçimden seçime gittiler. Bunu paylaştık, yapmak istediklerimiz anlattık. O bize surat asan insanlar bizi arabamıza kadar uğurlamaya başladı. Gönüllere dokunduk. Böyle bir kitle var. İnandığımız bir şey daha var. Ereğli gerçekleri bilmesine rağmen güç odaklı yaklaşımlar sergiliyor.

Ben mühendisim, 2 kere 2 beş etmez bende. Gerçekçi mantıklı biriyim. İnsanlara yanlışlarını söyleyerek oyunu alamazsınız diyorlar. Ben onun yanlışın söylemeden onun oyunu alacaksam almayayım. Benim o makama ihtiyacım yok. O makamın bana ihtiyacı var. Benim tek sevdam, Ereğli´yi hak ettiği yere getirmek.

MÜCADELE VE İRADE GÖSTERMEK ŞART

Ereğli´nin doğası, limanları, yassı çelik fabrikası, mitolojisi her şeyi var. Yani Un ve şeker var ama helva yapacak kimse yok. Biz diyoruz ki bu iradeyi gösterecek birisi lazım. Bazı arkadaşlar çıkmış, isim vererek konuşayım, Niyazi Özcan var, broşüründe anlattıkları var, ben diyorum ki Ereğli´de bunlar neden yapılamıyor. Bu ürünleri sadece Ereğli için değil ulusal ve uluslar arası Pazar için yapmalısınız. Bunun için de maliyetiniz düşük olmalı. İşte burada Erdemir olumsuz rol oynuyor. Çünkü Erdemir nedeniyle gerekli teşviki alamıyorsun. Demek ki asıl sorun için teşvik noktasında siyasilerle mücadele vermek gerekiyor. Yani proje üretmek yetmiyor. Önemli olan o projenin üreteceği ürün maliyetini düşürmek.

İl olma toplantısında, Fatih Çakır, siyasi hayatıma mal olsa da bunu mücadelesini vereceğim dedi. Sonra da biz yukarı ilettik, daha da yapacak bir şey yok dedi. Demek ki yukardan bu işi kurcalama dediler. Bu işin üzerine gidilse Ankara´da gövde gösterisi yapılsa daha önceden kazanılmış bu hakkı bir sonuca götürememek mümkün mü?

Siyaseten bir beklenti, ticareten bir beklenti varsa dik duramıyoruz, geri çekiliyoruz. Ya korkuyla bir yere varamayız. Biz büyük madenci yürüyüşünü yapmış bir coğrafyanın insanıyız.

Siz bir iki eşinizi dostunuzu Erdemir´e sokma mücadelesi verirseniz Ereğli tabi ki geriler. Siz eğer genelin çıkarları için mücadele ederseniz, kişilerde zaten bundan yararlanır.

KOLTUK MERAKI

Ama bu iradeyi kimse koymuyor. Bürokrat koymuyor, siyasetçi koymuyor, sivil toplum örgütündeki koymuyor. Kişisel kaygı ve hesapla…

Ben kendi şirketimi bile kardeşime bırakmış bir insanım. Allah göstermesin, hiçbir koltuğu ölümle bırakacak bir anlayışım yok. Artık bu anlayış oturmalı bizde. Yav, bırakın koltuğu, yol gösterin, rutin işler yapın. Ama yapışmayın koltuklara..

PAZAR YERİ

Pazar yeri yenilendi. 2 metre üzerinde bir temel yüksekliği planlamışsın. Tutmuş bir buçuk metreye düşürmüşsün. Arkadaşım neden orada bir otoparkı planlamıyorsun. Mevcut projeni bile yapmıyorsun. Sonra da orda yer kavgası filan. Çok daha iyi bir planlama yapılabilirdi. Ben yanlışa yanlış derim. Hüseyin Uysal iyi bir insan aslında. Ama bir insan her şeyi bilmeyebilir. Ama o zaman ekiplerine  sormalısın, danışmalısın. Doğru yapılanı da söyleyelim.  Devrek yol ayrımı kavşağında şimdi yeniden yapılan bir düzenleme çok yerinde mesela…

TSO NE YAPMALI?

Biz TSO´da olsak, evet geçmiş yönetim tersaneler için bazı gayretler gösterdi. İş nerde bozuldu. Bu işi ben yaptım ben pay alacağım dedi TSO. Akabinde belediye ben de pay alacağım dedi. Büyük işletme ben en çok indir bindiri yapıyorum ben de pay alacağım dedi. Tersaneci de gidin işinize dedi. Yahu buradan TSO´nun belediyenin pay istemesi kadar abes bir şey yok. Orda iş ve istihdam arttıkça herkese yansıyacaktır o.  İşte bu aşamaya gelmiş bir çalışmayı nasıl sonlandırırsın. Bu yaklaşımlar doğru değil.  Orda bir yatırım var. Tersane olarak olmuyorsa, gömü söküm işi yap, olmadı liman hizmeti ver. Düzce liman hizmeti için Gebze´ye gidiyor. Bu kadar basit işleri nasıl beceremiyoruz.

TSO, ölüm veya aidat bildirim merkezi değildir. Senin asıl görevin yatırımcıyı, üretimciyi, girişimciyi desteklemek önünü açmaktır. Rehberlik hizmeti yapmaktır, ticari olarak.

Ereğli en fazla otomobilin bulunduğu ilçe ama oto kaportacı bulamıyoruz. TSO bunun eğitimini ve kurumsallaşmasını yapamaz mı? Mitolojik tarihimiz var bunu neden öne çıkartamıyoruz.

TEK LİSTE OLSUN İSTERDİM

Artık söylem dönemi bitti. Söylediğini eyleme dönüştürtsen başarılı olursun. Temel prensip de Ereğli´nin genel çıkarlarına uygun adımlar atmaktır .

Ben illa başkan olacağım, listemde budur demedim. Arkadaşlarımda çıkar aday olabilir. Zaten yasa gereği önce gruplar seçilir sonra liste oluşur, sonrada başkan seçilir. Yol arkadaşlarımıza da hep bunu dedik. Bizim anlayışımız bu. Arkadaşlarda diyor, bak beni yazıyorsun ama daha iyi birisi varsa onu yaz, benim olmam önemli değil. Bu kadar da anlayışlılar.

Ben isterdim ki tüm gruplar birleşsin ve bu iş tek listeyle hallolsun.

Arslan Beyi dinledim. Yanımdaki arkadaşları almak için çok uğraştılar dedi. Ama Arslan Bey yanındaki insanların bu meyil içinde olduklarını bilmiyor.

HİSARCIKLIOĞLU´NA TAVIR

Rifat Beyin geldiğ toplantıda da onunla çapraz oturuyorduk, ben gittim, dayanamıyorum dedim. Arslan da gelip amaçları belli lütfen bir şey yapma dedi. Ben 10 dakika daha dayanabildim ve kalkıp konuştum sonra da çıktım. Arslan Bey de ekibiyle çıktı. Ama Niyazi Bey çıkmadı. Kaldı ki biz Arslan Bey´le önceden bir konuşma yapmamamıza rağmen bu tavrı koydu ama konuştuğumuz Niyazi Bey koymadı ben ona kırıldım.

Ben çok önceden Rifat Bey´ haber göndermiştim. Ya gelmesin ya da burada birilerine destek verir pozisyonda olmasın dedi. Gelişinde danışmanı aradı ve sizinle toplantı öncesi konuşmak istiyor dedi. Girişten önce karşılaştık, sıkıntılarımı ben söyledim, gelişini mevcut yönetim kullanıyor alet olmayın dedim. O da merak etme dedi. İçerde konuşmaya başladıktan sonra da mevcut yönetimi övmeye başladı. Oysa dört aday var, hepsine başarılar dilerim deseydi sorun olmazdı. Ama konuşma boyunca Yaşar Baba, Sertan Kardeş´ten başka laf söylemedi. Ben de dayanamadım.. Bir terbiyesizlikte yapmadım. Kalktım ve anlattıklarının gerçekçi olmadığını söyledim. O da bu söylemi bir provokasyona dönüştürmek istedi. Ben orda haklı ve üsluplu tepkimi verdim. Aslı budur.

Konuşmasından önce Sertan´ın kendisinden okul talebi vardı. Çıkışta birisi okul ne oldu diyince, onun suçunu da bana yıkar gibi, onu da Mustafa halletsin dedi. Sanki okulu yapacaktı da bana kızdı da yapmayacak.

Başarısız ve mevcut füzene destek verenler orda sessiz kaldı. Bu sessizlikle bu tavırla hiçbir derdimize çare olamayız. Ben bu seçim çalışmaları sürecinde arkadaş bildiğim ama yarı yolda bırakan kişiler kadar hiç tanımadığım ama çok güzel yüreği olan insanlar tanıdım.

BEN BU YARIŞTA YOKUM…

Neden aday olmak istediğimi anlattım. Koltuk makam derdim yok. Eeğli´ye bir vefa borcum var. Bunun için aday oldum. Hayalperest değilim. 7-0 gibi bir beklentim yok. Ben yedi grupta da aday çıkarmak derdinde değildim aslında. Diyelim ki Mustafa Özkan 2 gruptan çıktı. Yol arkadaşlarıyla uyumlu bir yönetim yapamayan eski yönetimin bu parçalı durumda doğru bir iş yapacağını düşünmüyorum ve bu nedenle de bu yarışta yokum.

Çünkü ben bu parçalanmışlık içinde Ereğli´ye borcumu ödeyemeyeceğim için çekiliyorum.

Ben ve arkadaşlarım bir karar aldık, Ereğli´ye hizmet diye yola çıkan ama parçalanmışlığa hizmet edenlere güvenmiyoruz. Sizin derdiniz Ereğli olsa bir araya gelirdiniz. Beni destekleyen herkesten özür diliyorum. Ama bu haliyle Ereğli´ye hizmet etmek mümkün değil O nedenle çekiliyorum. Kimsenin lehine de çekilmiyoruz. Kimseye de oy vermeyeceğiz.

Ne makam ne koltuk sevdam var, benim tek sevdam Ereğli. Artık şuraya buraya da adayım demeyeceğim. Benim kaygılarım, beklentilerim belli, biliniyor. Ben yarışta bulunanlara oy verenlere, çocuklarınızı, düşünün vicdanlarınıza danışarak oy verin diyorum.

NOT: Özkan´ın konuk olduğu Kara Tren Programı´nın tekrarı 22 Mart Perşembe günü saat 16.00´da Demokrat FM´de yayımlanacaktır.