Kahveci: ´´Ekonomik krizin faturası emekçiye ödetilemez´´

Eğitim İş Sendikası Zonguldak Şube Başkanı ve Birleşik Kamu İş Konfederasyonu İl Temsilcisi Metin Kahveci yaşanan ekonomik krize ve 2019 bütçesine karşı tepkilerini ortaya koymak üzere sendikası tarafından Zonguldak Madenci Anıtı önünde düzenlenen basın açıklamasında Ak Parti iktidarının ülke ekonomisini spekülatif saldırılara açık hale getirmekle suçladı.

Yaşanan ekonomik krizin tek sorumlusunun Ak Parti iktidarı olduğunu iddia eden Kahveci yapılan basın açıklamasında şunları kaydetti:

´´Son 16 yılda tüm kaynakları, ülkenin ve halkın ihtiyacı olmayan alanlara harcayan AKP iktidarının üretime değil tüketime yönelik politikaları nedeniyle Türk parası hızla değer kaybetmiş, enflasyon son 14 yılın rekorunu kırmıştır.

Enflasyon karşısında her zaman korunaksız olan dar ve sabit gelirliler arasındaki yoksullaşma da buna bağlı olarak giderek derinleşmektedir. Temmuzda dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 7 bin 912 liraya yükselirken,  açlık sınırı da 2 bin 130 liraya lira olarak hesaplandı.

Dış politikadaki bağımlılığını, ekonomik alana da yansıtan AKP, 16 yıllık iktidarı boyunca Cumhuriyetin bütün ekonomik birikimlerini hem uluslararası şirketlere hem de kendi yandaşlarına değerinin çok altına devretmiştir. IMF´ye borcumuzun bittiğinin söylemesine rağmen bugün Türkiye´nin iç ve dış borçları artmış, AKP iktidarı ülkeyi, kendinden önceki Cumhuriyet hükümetlerinin tamamından daha fazla bir borca sokmuştur. Son yıllarda ücretlilerden alınan vergi sürekli artmış ancak faizden alınan vergi azalmıştır. Faiz gelirlerinin artması ülkede bir sıcak para ekonomisi oluşturmuş, sanayi üretimi ise artan iş talebini karşılayacak oranda gelişmemiştir.

´´KRİZİN TEK SORUMLUSU AK PARTİ İKTİDARIDIR´´

Gelinen noktada ülke kaynaklarını ve dışarıdan borç alınan kaynakları tüketime yönelik olarak uluslararası sermayeye kullandırarak ekonomiyi spekülatif saldırılara açık hale getiren AKP iktidarı bugün yaşanan krizin tek sorumlusudur. Ülkedeki ekonominin kötüye gidişinin faturası ise kamu çalışanları ile emekçilere borç, zam, faiz ve enflasyon olarak yansıtılmaktadır. Hükümetin oluşturduğu bütçe ve cari açığın bedeli de milyonlarca emekçiye KDV ve ÖTV olarak dönmekte ve çarşı da ve pazarda kendini göstermektedir. Temel gıda maddelerinin yüzde yüz arttığı bu dönemde yazılan acı reçetenin halkımızın kapısına dayandığını görmekteyiz

   Yumurta 50 kuruştan 1 tl salça 5 tl den 10 tl mazot 4.75tl den 6.80 benzin 5 tl den 7 tl , peynir 12 tl den 18 tl zeytin 15 tlden 25 tl kağıt 10tlden 22 tl  bir çuval un 90 tl den 160 tl ye  elektrik yüzde 33 dogal gaz yüzde 24  süt yüzde 24 sebze fiyatları yüzde 70 ulaşım yüzde 38 artmış, eğitim giderleri  ve sağlık giderleri  yüzde 35 artmıştır. 

´´HALK NEFES ALAMAZ HALDEDİR´´

Bir taraftan kemer sıkan, diğer taraftan da boğazı sıkılan halkımız ve kamu çalışanları nefes alamaz hale gelmiştir. TUİK hazırladığı enflasyon  zorlamayla, saklamayla 24 dür. Ülkemizde  gerçek  enflasyon %50 dir. Paranın alım gücü yitirilmiştir. Çünkü ülkemizde büyük bir devalüasyon olmuştur. Bu devalüasyon geçen yıla oranla baktığımızda döviz bazında yüzde yüzdür. Bir eğitimcinin bir kamu çalışanının  maaşı 2014 yılında 1100 dolar alırken şu anda 650 dolara inmiştir.  Kısacası enflasyon TUİK açıkladığı yüzde 24 değil gerçek enflasyon yaşamdadır oda yüzde 50 civarındadır

YENİ BÜTÇEDE EMEĞE, EMEKÇİLERE VE YURTTAŞLARA YER YOKTUR

2019 Bütçesi TBMM komisyonlarında görüşülmeye başlanmıştır. Bu bütçenin önemli özelliği diğer bütçelere göre farkı, tek kişinin isteği üzerine hazırlanmasıdır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi 2019 bütçesinde yurttaşlara emekçilere ve emeği ile geçinenlere yer verilmemiştir.

Yeni bütçede saraya, diyanet işleri başkanlığına, yandaşlara, rantçılara ve halkı sömürenlere yer verilmiştir. 

 Sarayın bütçesi yüzde 233, diyanet işleri başkanlığı yüzde 34, Sağlık bakanlığı yüzde 28 MEB yüzde 23 artırılmış durumdadır.  Dolayısıyla kimlere yer verildiğini açıkça gördüğümüz gibi eğitime değer verilmediğinin açıkça kanıtını da görmüş durumdayız. Birleşik Kamu iş olarak ülkemizin her yerinde kamu çalışanlarına emeklilere emeği ile geçinenlerin maaşlarına en az yüzde 40 zam yapılmasını talep etmekteyiz. Meydanlarda verilen sözler yani 3600 ek gösterge rafa kalkmamalı bir an önce tüm çalışanlara verilmelidir.   Ve son olarak kriz nedeniyle bizleri ezen ve bütçede bizlere yer vermeyen anlayışı kınayarak bordolarımızı cüzdanları boşaltan faturaları yakarak tepkimizi yönetenlere karşı gösteriyoruz.´´