´´Bonzai ticareti vicdansızca yürütülüyor´´

Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nuray Atasoy, ´´Dünyada bonzai ile ilgili ölüm çok az. Bizde ise gırla gidiyor. Haberleri geliyor, sık sık komaya giriyorlar. Bizdeki vicdansızlıkla alakalı bir şey´´ dedi.

Atasoy, BEÜ Ereğli Eğitim Fakültesi´nde, Topluma Hizmet Uygulamaları dersi kapsamında,  Alkol ve Uyuşturucu Bağımlılığı ile Mücadele Derneği işbirliğinde, Fen Bilgisi Öğretmenliği 3 sınıf öğrencileri Enes Ayvaz, Merve Yılmaz, Nurullah Katırcı, Keziban Meşeci, Öznur Çarkacı, Neslihan Gümüştaş ve Proje danışmanı Yrd. Doç. Dr. Abdullah Koray´dan oluşan proje ekibi tarafından düzenlenen Alkol ve Madde Bağımlılığı ile Aile Bağları konulu konferansa katıldı.

´´UYUŞTURUCU EKONOMİSİ ÇOCUKLARA KADAR İNMİŞ´´

Prof. Dr. Atasoy,  bağımlılıkla mücadelende sağlık hizmetinin önlemeyle başlaması gerektiğini, bunun da bilgilendirmeyle yapılabileceğini vurguladı.

´´Bağımlılık  denince birçok şeye bağımlıyız havaya, suya bağımlıyız, şeker hastası ilacına bağımlı´´ diyen Atasoy şunları söyledi:
´´Bağımlılık diye söz ettiğimiz maddeler, vücudumuzun ihtiyaç duymadığı halde vücudumuz ve beynimize yalancı iyilik hali veren, bu sebeple de beynin alımı devam etmeye yönelik davranışını değiştiren maddelerdir. İnsan hayatını her zaman olumsuz etkileyen şeyler bunlar. Sadece kişiyi değil, ailenin sağlığını da bozan problemlerden bir tanesi.

Türkiye  uyuşturucu maddelerinin geçtiği yol. Bir ara dünyadaki uyuşturucu trafiğinin dörtte üçü gibi bir şey söyleniyordu. Bu korkunç bir rakam. İstanbullu bir arkadaşım, ilköğretimde, onbir oniki yaşındaki çocuklara üstünde pepe resmi olan haplar dağıtılıyormuş. Bunun ekonomisi çocuklara kadar inmiş durumda. Paranın dini imanı yok. Çocuklara kadar zehirlemeyi göze alabiliyorlar.´´

´´DÜNYADA BONZAİ İLE İLGİLİ ÖLÜM AZ, BİZDE GIRLA GİDİYOR´´

Türkiye´de bağımlılık anlamında en önemli problemin sigara kaynaklı olduğunu belirten Atasoy  şöyle devam etti:

´´Yaygınlığı nedeniyle önemli. İkinci problem de ulaşımı kolay olan alkol. Bazı riskleri yok etmediğimiz sürece, gençleri, çocukları koruyamazsınız, şiddeti önleyemezseniz sağlam kalmak mümkün değil. Ha bir insanın baltayla bacağını kırmışsınız, ha bir çocuğu dövmüşsünüz, gence böyle bir şey yapmışsınız. Baltayla ruhunu zedelemiş oluyorsunuz, zedelenmiş bir ruh da her şeye yatkın oluyor.

Bonzai çok medyatik olduğu için azıcık bahsedeyim. Bonzai dünyada zaten vardı. Hollanda gibi ülkeler devletin açtığı ofislerde bunu kontrollü olarak satıyor. Bizdeki problem, bu işin daha vicdansız yürütülmesi. Bonzai bir bitki tasarımıdır, sanatsal ve felsefi bir aktivitedir. Bağımlılık anlamında Bonzai tezgah altı laboratuvarda her maddeyi yapraklara emdirip bunu piyasaya sürüyorlar bu çok tehlikeli. Dünyada bonzai ile ilgili ölüm çok az. Bizde ise gırla gidiyor. Haberleri geliyor, sık sık komaya giriyorlar. Bizdeki vicdansızlıkla alakalı bir şey. Şu ana kadar laboratuvarların tespit ettiği bonzai malzemesi 420 civarında olduğu söyleniyor. Ben bunu öğrendikten bu yana birkaç ay geçti. Bu sayı artmış da olabilir. Bilmediğiniz bir madde, bilmediğiniz bir hap.

EŞ-BAĞIMLILIK BAĞIMLILIĞI KÖRÜKLÜYOR

Aile Danışmanı Semra Merdivan da bağımlılık oluşumunda ailenin rolü ve bağımlı üyesi bulunan ailelerin davranışları konusunda bilgi verdi.

Merdivan şöyle konuştu:

´´Eşbağımlılık son yıllarda oldukça popüler olmuş bir kavramdır. Bağımlılar genellikle sorumluluklarını başkalarına devretme eğilimidedir. Eşler, anne-babalar veya çocuklar daha ‘İyi´ olsalardı uyuşturucu madde kullanımının olmayacağı bağımlı tarafından vurgulanır. Eş-bağımlı ise bağımlılık sürecinin doğasını yadsıma eğiliminde olduğu için bağımlı tarafından bildirilen bu mazeretleri kabul eder ve akla uygun hale getirir. Bağımlının bu sorunu daha fazla çevreye yansıtması ile birlikte, bağımlıya karşı kendilerini daha fazla sorumlu hissederler ve bu suçluluk duygusu bağımlılık davranışının sürmesine hizmet etmeye başlar. Böylece aile daha fazla suçluluk duymaya başlar, bunun sonucunda bağımlılık davranışı pekişir. Eş-bağımlılık sıklıkla psikiyatrik sorunların gelişmesine neden olmaktadır.´´

Eş-bağımlılığın aile yapısını ve aile bireylerinin ruh sağlığına etkilerini anlatan Merdivan, ´´Bağımlı üyesi olduğunu öğrenen aile fertleri konuyu gizleme eğilimine girer. Aile içinde duyguların ifade edilmesini engelleyen iletişim sonuçları ortaya çıkar. Ailede kimse ailede neler olup bittiğini birbirleriyle ve başkalarıyla konuşamaz. Bağımlı, aile üyelerini korkutarak kendi bağımlılığının derecesi ve aileye etkilerinin duyulmasını engellemeye çalışır. Hiç kimse ne hissettiğini söyleyemez. Bağımlının kendisi sadece acı çekmektedir. Başkalarının acılarını kaldıramayacak durumdadır. Bu yüzden ailenin diğer üyelerinin duygularını söylemesi bir anlamda yasaktır. Böylece aile içi iletişim bozulmuş olur.´´

ÖZKAN: ´´ALKOL ÇOCUKLARIMLA BAĞIMI KOPARDI´´

ALMUDER Başkanı Nejdet Özkan ise kendisinin de uzun yıllar alkol bağımlısı olduğunu dile getirerek, ´´Altı evlilik yaptım. Otuz yaşlarında iki kızım, üç torunum var. Yirmibeş senedir bu alkol yüzünden onu görmüyorum. Benimle görüşmek istemiyorlar. Bu korkunç bir acıdır. Otuz senedir çocuklarını görmeyen, torununu görememiş bir babayım. Sizler de aile kuracaksınız. Bu olaydan ders almanızı diliyorum. Aile ve Sosyal Politikalar eski Bakanı Fatma Şahin hanım alkolle mücadele ile ilgili, alkolü bırakmanın yüzü olarak panellere götürecekti ama kendisi Gaziantep Belediye Başkanı olunca proje yattı. Bu konuyu önemseyin arkadaşlar´´ dedi.

Konferansta, Bağımlılık mücadelesine katkılarından ötürü Yrd. Doç. Dr. Selda Polat Hüsrevşahi, Prof. Dr.  Nuray Atasoy, Aile Danışmanı Semra Merdivan ve ALMUDER Başkanı Necdet Şahin´e plaket takdim edildi.

Konferansı Ereğli Eğitim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Soner Yavuz, öğretim görevlileri ve kalabalık bir öğrenci topluluğu izledi.

Haber: Hüseyin Aksakal