Posbıyık: “Hala düzeltme umudu var”

Posbıyık, CHP’den ayrılan bağımsız meclis üyeleri yanı sıra AK Parti ve İyi Parti meclis üyelerine taşınmazların satılarak belediyenin borç sarmalına düşmemesi için sağduyu çağrısında bulundu. 

Karadeniz Ereğli Belediye Meclisi Haziran ayı toplantısı AKM Nikah Salonu’nda Halil Posbıyık başkanlığında gerçekleştirildi. ‘Ereğli kötüye gidiyor, alarm veriyor ama hala düzeltme umudu var’ diyen Posbıyık, “yani inatla, kızgınlıkla, bireysel meselelerle veya başkalarının tavsiyeleriyle belediye yönetilmez. 280 iş yerinden kira alıyoruz. 7 taşınmazı satarak borç sarmalından kurtulacağız. Belediye şu an tamirat işleriyle uğraşıyor, asfalt dökemiyoruz. Son kez söylüyorum, belediye bir çıkmaza doğru gidiyor. Hizmet yapamaz hale geliyor, ama belediyenin durumu çok iyi, bilançosu düzgün. Hala kurtarılabilir. Ama bir takım duygusal nedenlerden dolayı tarihe kötü bir belediye başkanı ve kötü bir meclis üyesi olarak geçmenizi hiçbir zaman tavsiye etmem. Biz belli bir yaşa geldik. Yarın sabah ne olacağımızı bilmiyoruz. Bir abiniz olarak bu sağduyu yapma çağrısında bulunuyorum” diye konuştu.
Posbıyık’ın gündem maddeleri öncesi konuşmasından öne çıkan açıklamaları şu şekilde:
ERDEMİR’İN ÖZEL ENDÜSTRİ BÖLGESİ OLMASI
Belediyemizin bilançosu güzel. Birçok belediye gelir vergisini ödeyemiyorlar. Dolayısıyla piyasaya borçlarını ödeyemiyorlar. Çok kötü vaziyetteler. Ama Ereğli Belediyesi’nin gelir vergisinden hiçbir borcu yok. Gelir vergisini devlete zamanında ödüyoruz. Piyasada ki müteahhitlere borcumuz yok. Esnafa borcumuz yok. Aynı zamanda emekliye ayrılanlar için biliyorsunuz çok sıkıntı çekmiştik. Tazminatları için bankalardan kredi almıştık onları da ödüyoruz sıkıntı yok. Sadece o yıllarda büyük bir felaket neticesinde 250 milyon lira öz kaynaklarımızdan sahile, plajlara, mezarlıklara harcamak zorunda kaldık. 200 milyon lira limana para harcamıştık. Yine Erdemir’in Özel endüstri Bölgesi olması nedeniyle yıllık 400 milyon lira gelir kaybına uğramıştık. Böylece belediye büyük bir çıkmaza girmişti. Özkaynaklarımız kalmayınca sigortaya borçlandık. Sigortaya ayda 17 milyon lira ödüyoruz. Yüzde 4,5 katlamalı faiz. Tabiî ki bu bizim belimizi büküyor ve düzeltemiyoruz. 
YAPILANDIRMAYI KABUL ETMEDİ
Bunun için SGK ile yapılandırma yapalım dedik. Sağ olsun milletvekilimiz, kaymakamımız, buradaki ve ildeki SGK Müdürü herkes bize yardımcı oldu yapılandırma için. Çünkü SGK burada kirada oturuyor ve sığmıyor yerine. Bizde kendilerine Pazar yerinde Kaymakamlığın kullandığı binayı ve Devlet Hastanesi otoparkının oradaki arsayı takas yapacaktık. Kaymakamlık binası onlar için çok iyi yerdi, Kaymakamlıkta yılbaşında zaten kendi yerine taşınacak. Herkes elinden gelen gayreti gösterdi. Tam iş bitti derken Ankara’da bir kurul toplanıyormuş, bilmiyorduk. O kurul kabul etmedi, red geldi. Niye red kararı verildi, muhalif belediye olduğumuz için mi ne için bilmiyoruz. O iş de askıya gitti, yani biz yapılanmaya gidemedik. Sigorta paraları yükselmeye başladı.
280 İŞYERİNDEN 7 TAŞINMAZI SATIŞA ÇIKARDIK
Bunun üzerine dedik ki, Ereğli Belediyesi’nin tam 280 tane kiralık yeri var. 280 işyerinden kira alıyoruz bunların kimisi Pazar yerinde, kimisinden 3 bin lira kimisinden 250 bin lira kira alıyoruz Erdemir’in yanındaki yapı gibi. Çarşı içinde de kiralık yerimiz var. Belki kendi çapımızdaki belediyeler içerisinde bu bakımdan en zengin belediyeyiz. Teklif getirdik bu 280 yerden satışa en müsait olan 7 tane taşınmazı satalım. Varlık içerisinde yokluk çekmeyelim. Belediye borç sarmalına girmesin. Çünkü borç sarmalına girdiği zaman belediyelerin tekrar ayağa kalkması mümkün değil. Ereğli’de asfalt dökülmesi gereken yerler var. Özellikle Bölücek mevkisi, Balı mevkisi, ara yollar perişan vaziyette. Dolayısıyla sürekli olarak bu sarmal büyüyor. Arkadaşlarımıza tek tek anlattık. Ama hem AK Parti grubu hem de CHP’den ayrılan bağımsız grubu hayır dedi. Derler, demokrasidir, saygı duyuyoruz, desinler. Ama ben belediye başkanı olarak bir de bu konuda tecrübeli bir belediye başkanı olarak sizlere bazı gerçekleri söylemem lazım. 
EREĞLİ KÖTÜ DURUMA GİDİYOR
Bu sorumluluk sadece bana ait değil, bu sorumluluk burada meclis üyeliği yapan tüm siyasal partilere ait, tüm belediye meclis üyelerine ait. Ereğli Belediyesi tökezlerse sadece belediye başkanı sorumlu olmaz. Hele hele benim gibi mazereti anlatan biri varken.. Müteahhit iflas ettiği, konkordato ilan edeceği zaman ilk önce ya arabası ya evini ya dairesini satar. Bu kadar açık ve net. 
Ereğli kötü duruma gidiyor. Alarm veriyor. Satalım diye ortaya çıktığım zaman bazı arkadaşlar, hatırlarlar kendilerini. ‘Tamam satalım ama 50 milyondan aşağıya gitmesin’ dediler. Baz alıyorum 50 milyon liraya. Şu anda sigorta 300 milyonu geçti. Faizi de 83 milyonu geçti. Bu ne demektir. 7 taşınmazı satalım, hem borcumuzu ödeyelim. Hem Ereğli’nin asfaltlarını dökelim, diğer işleri yapalım Ereğli borç sarmalına girmesin diye söyledim. Şu anda söylediğim tarihten bu tarafa 2 tane lokantanın parası faize gitti. Diğerleri de faize gidiyor demektir.
Tabi bundan memnuniyet duymuyorum, üzülüyorum ama yapacak bir şeyim yok. Demokrasi var isteyen red, isteyen evet verir. Ama ben burada gerçekleri anlatmak zorundayım. Dolayısıyla bu SGK borcu büyüdükçe çok ta acımasız katlamalı büyüyor, Ereğli’de şu anda belediye bu borç yüzünden tamircilik yapıyor. Dikkatinizi çekerim, kanalizasyon patlıyor tamir ediyor, yolda bir bozukluğa yama yapıyor.  Tamircilik işiyle uğraşıyor. Yani Ereğli Belediyesi varlık içerisinde yokluk çekiyor. Bu belediye hep bende kalacak değil, bende insanım. Fizyolojik bir yapım var. Yarın pat diye gideriz bu dünyadan ya da belediye başkanlığına adaylığımızı koymayız. AK Parti, CHP; MHP, İyi Parti alır. Kim alacaksa alacak. Ama batık bir belediye alacak. Batık belediyeyi ayağa kaldırmak mümkün değil. Zordur, çok felaket bir olaydır.
İNATLA, KIZGINLIKLA, BİREYSEL MESELELERLE…
Bir laf söyleyeceğim yine yanlış anlayacaksınız. O zaman yumuşatıyorum. Ereğli’ye bir yanlışlık yapılıyor. Yanlışlık yapıldığının her kes farkına varsın. Çoluk çocuğumuza yanlışlık yapılıyor. Ereğli’nin geleceğine yanlışlık yapılıyor. Bunları açık ve net olarak sizlere anlatmak zorunda olduğumu hissediyorum.  Yani inatla, kızgınlıkla, bireysel meselelerle veya başkalarının tavsiyeleriyle belediye yönetilmez. Ne belediye başkanı ne de belediye meclis üyeleri hissiyatıyla, duygularıyla belediyeyi yönetmez. Belediye mantıkla, akılla yönetilir. Ben 26. Senem, 30 yıllık belediye başkanlığım dönemimde hiç böyle bir şeyle karşılaşmadım. Tarihe ben şahsen belediyeyi batıran belediye başkanı olarak geçmek istemem. Sizlerin de tarihe, ‘Evet biz inatlaştık, bazılarımız Ak Partili olduğu için CHP’ye oh olsun demek için’… CHP’ye bir şey olmaz, Halil Posbıyık’a bir şey olmaz. Halil Posbıyık maaşını alır fıstık gibi, bir 8 kişi daha ayrılsa benden yine de yönetirim ben bu belediyeyi. Ereğli’ye yazık oluyor. Kendim için bir şey söylemiyorum. Tamam suçum neyse başım üstünde.  Ama böyle bir belediyecilik olmaz, böyle bir sorumluluk altına girilmez. Yaşım itibariyle bir abiniz olarak söylüyorum. Size Belediye Başkanı olarak seslenmiyorum. Son kez söylüyorum, belediye bir çıkmaza doğru gidiyor. Hizmet yapamaz hale geliyor, ama belediyenin durumu çok iyi, bilançosu düzgün. Hala kurtarılabilir. Ama bir takım duygusal nedenlerden dolayı tarihe kötü bir belediye başkanı ve kötü bir meclis üyesi olarak geçmenizi hiçbir zaman tavsiye etmem. Biz belli bir yaşa geldik. Yarın sabah ne olacağımızı bilmiyoruz. Bir abiniz olarak bu sağduyu yapma çağrısında bulunuyorum. Dün akşam spikerin bir tanesi diyor ki ‘Ereğli lale devri yaşıyordu, ne oldu Ereğli’ye’ diyor. Evet 25 sene, 5 dönem Ereğli lale devri yaşadı. Hiçbir sıkıntımız, problemimiz yoktu. Bu seneye geldik, 30. senede ne siyasetten zevk alıyoruz ne belediyecilikten. Lüzumsuz hareketler, çok tuhaf şeyler davranış biçimleri. Allah sonumu hayır etsin.”