ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

ŞU UFAK TEFEK İŞLER…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Halil Posbıyık, seçimi kaybetmesiyle sonuçlanan son döneminde, bugün hala işlevselliğiyle kentsel yaşama katkı veren Cumhuriyet Halk Evleri’ni yapmıştı.  Belki daha etkin kullanılabileceği eleştirileri yapılabilir ama bu kurumun sosyal yaşamda tuttuğu yer tartışılmaz.

Sonra, kapalı pazaryeri… Aslında pazaryeri projesi, bugünkü belediye binasını da kapsayan daha geniş bir projeydi. AVM gibi kullanılacak olan binaya belediye yerleşti ama şu an merkez pazaryerinde bulunan kapalı pazaryeri geçen dönemden kalan yatırımlar arasında en önemlilerinden. Kentsel yaşama önemli bir katkı… Buna da genelde yetmez ama evet mantığıyla bakmak gerek. Zira Pazar yerinde hala ıslah bekleyen geniş bir alan var.

Fakat halen içinde bulunduğumuz dönemde, belediyenin bu büyüklükte bırakın tamamlanmayı, başlanmış bir projesi henüz yok.  Atatürk Kültür Merkezi’nde yapılan tadilat bir yana bırakılırsa, kent meydanı, eski belediye binasındaki iş merkezi falan halen proje aşamasından ileri giden, kentsel yaşamda iz bırakacak bir yatırım görünmüyor. Çeşme, sanat sokağı, plajların devri, bir iki heykel, birkaç trafik lambası… Bugüne kadar geçen bir buçuk yıllık sürede tüm olan biten bu…

Buradan kentin çehresine ince dokunuşların küçümsendiği anlamı çıkmasın. Bunların da kendince bir yeri ve anlamı mutlaka var. Fakat büyük projeler söz konusu olduğunda, belediyenin mali durumuna ilişkin ah işitmekten  veya son dönemin gözde günah keçisi pandemi etkisinden dem vurmaktan daha iyisini duyma vakti geldi de geçiyor…

Ağustos ayının yarısındayız. Eylül ayında belediye meclisi yeniden toplanacak. Bu toplantıda artıkyıllardır konuşa konuşa dillere pelesenk olan, bir türlü bir arpa boyu yol alınmadığı için yılan hikayesine dönen işlerin birazı konusunda bir takvim duymaya ihtiyaç var.

KABAHAT SİZİN, BİZİM, HEPİMİZİN…

Eh, beklenen oldu, toplumca kına yaksak yeridir. Okullar belirlenen tarihte açılmayacak, Eylül sonlarına kadar uzaktan eğitim devam edecek. Sonra -o da sadece bir ihtimal- örgün eğitime geçilecek.

Türkiye’de yaklaşık 8 milyonu yükseköğretimde, 18 milyonu daha önceki aşamalarda olmak üzere aşağı yukarı 26 milyon öğrenci var. Nüfusun neredeyse üçte biri… Yaklaşık 1 milyon öğretmeni de buna eklerseniz sayı biraz daha artıyor. Hele hele örgün eğitimin başlamaması nedeniyle çeşitli biçimlerde etkilenen aileler, servisçiler, kantinciler, kırtasiyeciler vesaire gibi kesimleri işin içine katarsanız, bu rakamın nüfusun neredeyse yarısına ulaştığını tahmin edebilirsiniz. 

Aksayan okulların çalışması değil, yukarıda ifade edilen milyonlarca gencin gelecek ile ilgili kurduğu planlar…

Bunu hepimiz yaptık. Biz, siz, hepimiz… Pandemi sürecini sona erdirme işini devlete; kahramanlara dönüştürdüğümüz sağlık çalışanlarına, filyasyon görevlilerine, polise, jandarmaya havale ettik, maske takmadık, sosyal mesafeye uymadık. Yaz tatilinde nasılsa bu pandemi belası etkisini hafifletir rehavetine kapıldık ve uyarıları yerine getirmekte üşengeç davrandık.

Neticede ne oldu? Düğünlerde göbek atarak, plajlarda deve güreşi yaparak, taziyelerde üzgün pozu keserek yaptığımız şey, bir ülkenin geleceği üzerine telafisi giderek zorlaşan kocaman bir gölge bırakmak oldu.

Yine de geç olması hiç olmamasına yeğdir.  Hiç değilse bundan sonra işin ciddiyetini anlayabilirsek, son eğitim planlamasının bari gerçek olmasını, aynı zamanda akşam ağzı açık beklediğimiz günlük vaka sayılarının minimize edilmesini sağlayabiliriz.  Sağlamalıyız.

BİR SÜRE İÇİN…

Öğrencilerin tatili bitiyor derken…

Bizim meslektekiler haricinde –belki siyasetçiler bir yana bırakılırsa- sürekli gündemi takip eden pek yoktur aslında.  Bunun hakkını vererek yapmak için sakin bir kafa, dingin bir ruh gerekiyor. Yani gazetecilik mesleği de kimi zaman tatile ihtiyaç duyacak kadar yorucu olabiliyor.   Neyse lafı uzatmayalım,  birkaç günlüğüne bir ağaç gölgesi altına uzanma vaktimiz geldi. 

Sonra yine kaldığımız yerden devam…



YORUMLAR

Fatma Gültekin | 26 Ağustos 2020
Cumhuriyet Halk evleri projesi Halil Posbıyıkın eseri değildir. Ben Ereğlili bir vadandaşım istanbul kadıköyde yaşıyorum. Kadıköyün KASDAV gönüllü evleri projesini Ereğliye uyarlayan projelendiren benim. Konuya Önder Gazetesinden Eyup Bektaş aracı olmuştur. 2007 yılında Ereğliye Bektaş aracılığıyla Posbıyıkla görüşmeye gelmiştim.. Birçok siyasetçiler gibi alkış toplamak için Posbıyık da ben ben diyen siyasetçi, Beni ayağına kadar çağırıp proje hakkında toplantı yaptıkdan sonra sesi kesildi milletvekilliğine adaylığını koydu. belediye başkanlığına tekrar gelince proje kendi fikriymiş gibi uyguladı.. Kadıköyde KASDAV Günüllü evlerinde çalışmış biri olarak şunu belirteyim siyetçiler proje üretmezler üretenler üzerinden siyaset yaparlar..... Gerçek yüzlerine maske takarlar..


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,3841
35,1196
2.326,66

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

parçalı bulutlu
parçalı bulutlu 16o

SON YORUMLAR