SALGIN… NEREYE GİDİYORUZ?

Karadeniz Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu’nun, 81 ilde düzenlenen Koronavirüs denetimlerinin Ereğli ayağına başlamadan önce yaptığı açıklamayla, geleceğe dönük endişeleri ete kemiğe büründürdü.

Durumun vahameti zamanın darlığından kaynaklanıyor… Salgın makul ölçülerde kontrol altına alınamazsa, teşhis ve tedavi çalışmalarının yeterliliği dışındaki nedenlerden ötürü çok daha vahim bir tabloyla karşı karşıya kalmak mümkün.

Öncelikle veli vasfı taşıyan herkesin içinde yaşadığı bir endişe var. Okullar açılacak ama salgın şiddetlenirse kaygılar nasıl giderilecek? Örgün eğitimin ana kademelerinde okuyan öğrencilerin karşılaşacağı riskler konusunda derin bir endişe hali var. Dahası, okul öncesi eğitime gitmesi gereken çocukları, anneler babaların koruma şemsiyeleri dışında kalan kalabalık ortamlara nasıl gönderecek sorusunun cevabını şu an itibarıyla vermek mümkün gözükmüyor.

İkincisi, güneşin her doğuşu ve Karadeniz ufkunda gözden kayboluşuyla birlikte, çoğu vatandaşın salgın sürecinin cicim ayları gibi davrandığı yaz aylarının sonuna geliniyor. Sonbaharla birlikte rutin mevsimsel gripler hayatın bir parçasına dönüştüğünde, kimin hastalığının koronavirüs olduğunu belirlemenin çok daha çetrefil bir hale dönüşmesi kuvvetle muhtemel…

Asıl vahim olan, toplumun bir kesiminin salgından korunma işinin hala devletin yapması gereken bir şey gibi davranma alışkanlığından kurtulamamış olması. Maskesiz gezenler, maskeyi çene altı aksesuarı olarak kullananlar, deniz sahillerinde, piknik alanlarında, düğünlerde, taziyelerde sosyal mesafe kuralını hiçe sayanları bunlar arasında sayabilirsiniz.

Başınıza gelen bir derdi kendiniz bertaraf etmeye çalışırsınız ama böylesi kitlesel bir salgında, topyekûn bir ortak hareket tarzını içselleştirmek zorunlu. Salgına karşı mücadelenin asıl şartı bu gibi görünüyor.

Eğer akıllar başlara devşirilmezse, bahar aylarında yaşanan sokağa çıkma kısıtlamaları, karşı karşıya kalacağımız problemlerin yanında ufak kalabilir.

Kaymakam Çorumluoğlu’nun anlattıklarından çıkarılanlar bunlar…

DURUM TESPİTİ…

Peki durum nedir?

Karadeniz Ereğli’de hastanelerde yatan ağır hasta bulunmamasına rağmen, bayramın başından bu yana günlük 2-3 pozitif vaka tespit ediliyor. Kaymakam şu andaki durum konusunda net bir rakam vermemekle birlikte, bayramda bir gün için 4 vakanın tespit edildiğini, bugüne kadarki toplam vakanın yüzün üstünde, can kaybının ise 4 olduğunu söyledi. Bu rakamın, koronavirüs prosedürüyle toprağa verilen herkesi kapsamadığını hepimiz biliyoruz. Hastalığı ayakta geçirenler, evlerinde filyasyon kapsamında takip ediliyor.

Fakat şu andaki durumun buzdağının suyun üstündeki bölümü olma ihtimali var. Zira tüm uyarılara rağmen, şehirlerarası ulaşım sınırlamalarının kalkması yüzünden, büyük şehirlerden Anadolu’nun dört bir tarafına, dolayısıyla Zonguldak ve Ereğli’ye yoğun bir insan hareketliliği yaşandı. Hepimizin genlerine kadar işlemiş olan bayram gelenekleri dolayısıyla, şu an için riskli görünen birçok temas yaşadık. Kimbilir, belki büyükşehirlerin birinden gelen bir yakınınız dolayısıyla şu anda pozitifsiniz ve haberiniz bile yoktur. Böyle şeyleri ancak belirtilerin kendini göstereceği bir iki hafta sonunda anlayabileceğiz.

SİZİN ANLAYACAĞINIZ…

Sizin anlayacağınız, pandemi için müsait koşullar giderek gelişirken, mücadele direncinde zafiyet giderek büyürken, sosyal yaşamı olağan şekilde sürdürebilmek için gerekli altyapıyı hazırlayacak süremiz azalıyor.

Sizin anlayacağınız işin şakası yok. Maskeden duyduğunuz rahatsızlık, onu burun altına indirmekle göze aldığınız rahatsızlığın yanında devede kulak gibi kalabilir. İnsan zihni, kendi risklerini küçültmeye meyillidir ama aralarında aileniz, çocuklarınız, yakınlarınızın da bulunduğu tüm toplumu riske eden tutumun bir bedeli olacağını unutmamak gerekiyor.

Sadece dikkatli olanların sağ ve sağlıklı kalabileceği bir dönemden geçtiğimiz, toplumdaki kurallara uyma oranı ne kadar yükselirse, salgınla baş etmenin ancak o kadar başarılı olabileceği fikrini içselleştirmeye mecburuz.