ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

POZİTİF BİR DEĞERLENDİRME… SEMPOZYUM, AŞI VE DEVLET HASTANESİ…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Geçtiğimiz haftanın sonuna doğru, Ereğli Belediyesi’nden bir görevli geldi ve Ereğli’nin Kurtuluşunun 100. Yıldönümü Sempozyumu sonunda yayınlanan ve dağıtılan Sempozyum Tebliğleri kitabının İngilizce versiyonunu getirdi.

İşin doğrusu, İngilizce versiyon  Ereğli’de dağıtıldı mı, yoksa sadece ilçede az sayıda kişiye mi gönderildi bilemiyorum.  Üstünkörü bir inceleme, sempozyum tebliğlerinin temiz, güzel bir İngilizceyle kaleme alındığını ve enternasyonel bir tanıtım için önemli bir dokümana dönüştüğünü gösterdi.

Sempozyum tebliğlerinin yabancı dilde basılmış olması kimisine önemli bir şey olarak gelmeyebilir ama kazın ayağı öyle değil.

Christoph Martin Wieland’ın “Abderalılar” diye satirik bir romanı vardır. Herkes bu kitabı “Eşeğin Gölgesi” davası ile hatırlar ama kitabın kendisi, bütün olarak çok az göndermede bulunulan—ve çok geniş yelpazede göndermelerde bulunan—bir kitaptır. Abdera kentinin ahalisi olan Abderalılar, kent meydanındaki bir heykelin dünyanın en önemli eseri olduğuna inanır, şehre kazara yolu düşen misafirlere de bunun ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışırlarmış. Misafir ne yapsın, ev sahiplerini kırmamak için kafa sallayarak onaylamaya mecbur kalırmış. Taşra kentlerinin tipik egosentrik tutumuna bir göndermedir bu.

İşte bu sempozyum tebliğlerinin İngilizce olarak yayınlanması, Karadeniz Ereğli’nin 100. Yıl sempozyumunu,  Abderalıların “körler sağırlar, birbirini ağırlar” şeklinde özetlenebilecek tutumundan, ayıran gerçek bir çabaya dönüşüyor.  En azından, Ereğli’yi hiç bilmeyen kişilere, üstünde genel bir yargıda bulunabilecek derli toplu bir materyal sağlıyor.

Ereğli’nin ne kadar güzel bir yer olduğunu Ereğli’de anlatmak başka şey, bu konudaki yerel fikirlerimizi dünyaya ilan ve iddia etmek başka bir şey. Ben çalışmanın kendisini beğendim. Umarım ülkemiz ve yurt dışındaki üniversiteler ve çeşitli kuruluşlara gönderilmesi için kapsamlı bir plan yapılmıştır…

Bu çerçevede, başka materyaller de geliştirmenin, ilçenin tanıtımı için gerekli olduğunun altını  da bu vesileyle çizmiş olalım.

SİNOVAC VE BİONTECH… DEVLET HASTANESİ GÖZLEMLERİ…

Geçtiğimiz haftadan kayda geçmesi gereken bir diğer konu da Devlet Hastanesi’nde yürütülen aşılama çalışmaları…

Şüphesiz sağlık çalışanlarımızın ayağına toz değsin istemez, çalışmalarının değerini her aşamada takdir ettiğimizi söyleriz. Ereğli Devlet Hastanesi çalışanlarının son bir senedir yaşadığımız Koronavirüs salgınında üstlendiği sorumluluğu, ücret karşılığı yapılan bir işin gereğini yapmanın çok ötesinde bir tutumla taşımakta olduğunu yerinde gözlemleme fırsatı buldum.

Neyse nihayet bakanlık bize de aşı tanımlamış… Randevu aldım, saatinden on dakika önce hastaneye ulaştım. Hastaneye giderken, aklımda bu işin ne kadar uzun sürebileceği var; sıraya girmiş insanlar, sosyal mesafeyi güçleştiren kalabalıklar, düzeni sağlamakta zorlanan görevliler vesaire gibi Kafka’ya rahmet okutacak bürokratik işler falan derken aslında bir miktar çekingenlik de yok değildi.  Hani genelde bir hastaneye giriş saatinizi kestirirsiniz de, çıkış saati konusunda bir şey söyleyemezsiniz, aynı onun gibi bir ruh hali bu…

Kapıdan girer girmez danışmaya aşı randevum olduğunu söyledim, hemen yakındaki bir masaya yönlendirdiler, iki güler yüzlü hanım, randevu listesinden adımı buldu, “şu formu doldurun, eğer zor geliyorsa biz yardımcı olalım” dediler.  Form deyince insan tedirgin oluyor ama öyle değil. Çok basit iki üç satırı doldurup imzalıyorsun o kadar. 

Neyse oradan başka bir masaya yönlendirdiler, altı kişilik gruplar halinde alıyorlarmış. Kendimi uzunca bir bekleme süresine hazırlayarak hazırlanan banklara oturmuştum ki, bir görevli sıradaki listeyi okumaya başladı. Böylece daha karamsarlaşmaya hazırlık bile yapamadan aşı kliniğinin önünde sıraya girdik.  Giren, yaklaşık bir dakikada çıkıyor.  Sıra hemen geldi, güler yüzlü görevliler aşımı yaptılar, on beş dakika hastanede beklememi istediler. Hastaneye girdikten tam beş dakika sonra aşımı oldum diyebilirim!

İşin en sıkıcı kısmı da aşı sırasında beklemek değil, aşıdan sonra on beş dakika—muhtemelen olası alerjik reaksiyonlar için—bekleme salonunda oturmak oldu. Topu topu yirmi dakika… Beklerken, bir yandan da aşı sırası gelenlerin aşı odalarına gidiş sıklığını gözlemeye verdim kendimi…  Kendi beklediğimden daha fazla bekleyen bir grup olmadığını gördüm.  İş öyle hızlı gidiyor ki sadece Devlet Hastanesi’nde belki günde bin aşı yapılıyor olması gerektiği sonucuna vardım.  Bence gayet başarılı bir çalışma…

Bu çalışma için bir iki kelam etmekte yarar var.  Şahsen, bu Covid 19 denilen musibeti yaşamadan aşı yaptırma şansına kavuşmuş olanlardanım.  Böyle kişiler için durum şudur: Bugüne kadar, salgına yakalanmaktan kaçmaya çalıştık. Aldığımız her tedbir, uyduğumuz her kural salgından uzak durmamıza yaradı. Fakat ne yaparsak yapalım, bu ancak bir erteleme olarak değerlendirilebilir.  Oysa aşı çalışmasına dahil olduğunuzda, ertelemeyi başardığınız salgına yakalanma ihtimalini radikal bir şekilde hayatınızdan çıkarmış, emeklerinizin, katlandıklarınızın neticesine ulaşmış oluyorsunuz.  Aşı olmak, uzayan bir salgın tehdidini ortadan—neredeyse—kesin olarak kaldırıyor.

Düzgün işleyen bir sistem kurmak, kendiliğinden olan bir şey değildir. Birileri planlamayı yapar, aksamaları öngörür, bunları bertaraf etmek için yapılması gerekenleri sistemleştirir.  Gözlemlerime göre, aşı işi öyle düzgün işliyor ki,  Ereğli’de bu işin yaz aylarında bitmemesi için bir neden yok.  Aşılama işlemi şu anda bile hızlı ilerliyor, aile sağlığı merkezleri ve özel sağlık kuruluşları veya başka unsurlar devreye girdiğinde, çok daha hızlı ilerleyebilir.

Yeter ki elde aşı olsun ve aşı tanımlanan kişiler bunu bir külfet değil de vatani bir görev olarak kabul ederek gecikmeden aşısını yaptırsın…



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,3219
35,1555
2.294,60

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 17o

SON YORUMLAR