ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

ÖNCE OYUN VARDI… Ya da Oyuncak Müzesi üzerine…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Karadeniz Ereğli Belediye Meclisi, Haziran ayı toplantısında, Devrim Bulvarı’nda, İnönü Parkı girişinde eskiden Abdi İpekçi Sergi Salonu olan, sonradan Oyuncak Evi’ne dönüştürülen yerin, Oyuncak Müzesi olarak kabulünü oybirliğiyle onayladı.  Türkiye’de 12 oyuncak müzesi bulunuyor, süreç tamamlandığında 13.’sü Karadeniz Ereğli’de olacak.

Evet, güzel, tamam… Ama yetmez… Neden?

HOMO LUDENS

İkinci Dünya Savaşı’nın son demlerinde ilim dağarcığına büyük katkılar verdiği dünya alemine veda eden yirminci asrın büyük filozof ve tarihçilerinden Johan Huiziniga, oyun kuramı konusunda görüşlerini anlattığı Homo Ludens kitabında, insanoğlunun çeşitli biçimlerde tarif edilebileceğini söylüyordu.

Çeşitli antropolojik tasnifleri  görmezden gelip, birkaç örneğe odaklanmak yararlı olacaktır.Bunlardan en yaygın olanı Homo Sapiens, Latince Bilge İnsan (Sapiens kelimesi sapere kökünden gelir), bilmeye cesareti olan insan veya bunlara yakın anlamlı bir ifadenin karşılığı gelir. Huiziniga, insanoğlunun bu nitelemeyi hak edecek kadar akıllı olmadığını belirtir. İkinci insan tanımı ise Homo Faber, yani alet yapabilen insan kavramı da bazı hayvanların alet kullanma becerisinin olması yüzünden anlamsızlaştı.

Üçüncü tasnifi ise Huiziniga, Homo Ludens, yani oyun oynayan insan kavramı olarak teklif eder. Huiziniga’ya göre, çağdaş yaşamın kurallarına dönüşen birçok olgunun –törenlerin, terfilerin, kamu düzeninin büyük bölümünün- temelinde oyun kuramı vardır.  Filozof, insanla alakalı her şeyin başlangıcının oyun olduğu hipotezini savunur. Oyun, sınırları özellikle belirlenmiş, zaman ve mekan içinde gerçekleşen, verili kurallara göre, belli bir düzen içinde yerine getirilen bir eylemdir ve kültürün temel bir öğesidir.  Kulağa oyun tanımından ziyade devlet tanımı gibi geliyor.  Sizin anlayacağınız önce oyun vardı!

BABİL KENT PİYANGOSU

Postmodern yazarların en fazla atıfta bulunduğu kişilerden olan Jorge Luis Borges, “Babil Piyangosu” öyküsünde,  Huiziniga’nın akademik düzeyde dikkat çektiği olguya edebi bir bakış açısıyla yaklaşır.

Öyküye göre Babil Kent Piyangosu, baştan berberlerin küçük parşömenlere yazılan ödülleri, bakır sikkeler karşılığı dağıtmalarıyla başlar. Ödülü kazananlar gümüş sikkelere sahip olurlar. Başlangıçta ayaktakımı arasında yapılan bu piyangonun fazla ilgi çekmemesi üzerine piyangoya birkaç talihsiz nasip ilave edilir. Bu talihsiz piyangonun isabet ettiği şanssız kişiler dayak, hapis, para cezası gibi durumlara maruz kalıyordu. Halk kendini oyuna kaptırınca, ceza korkusuyla katılmayanlar ödlek damgası yemeye, kamusal alanda prestij kaybetmeye başlar. Derken piyango Babil Rahipler loncası’nın eline geçer derken, tüm sosyal hayatın temeli halini alır, tüm kamusal alan bu piyango çerçevesinde yeni baştan biçimlenir. 

Öykünün detaylarını anlatmak bir köşe yazısının hacmini aşıyor. Bu yüzden ilgilenen öyküyü bulup okursa oyun ve sosyal yaşam ilişkisinin dört başı mamur kurgusal bir örneğini bulabilir demekle yetinelim.

OYUNCAK AKADEMİSİ

Oyuncak Evi ilk kurulduğunda, bir arkadaşımın “Niye Oyuncak Müzesi değil” diye hayıflandığını hatırlıyorum.  Şikayet ettiği başka konular da vardı ama şimdilik bunları konu dışı bırakalım.

Yukarıda ifade edildiği üzere, süreç tamamlandığında Türkiye’nin 13. Oyuncak Müzesi Karadeniz Ereğli’de olacak. Oyuncak Müzelerinin hepsini görmek isteyen birinin yolu Karadeniz Ereğli’den geçecek.  Sadece bir oyuncak müzesi görmek isteyenler söz konusu olduğunda ise şansımız en iyi hesapla 13’te bire düşüyor.  Ereğli’deki müze, ihtimal Türkiye’nin en merak edilen oyuncak müzesi olmayacak. Zira Oyuncak Müzesi denildiğinde bir Sunay Akın örneği var ki, insanların ilk aklına gelen yer orası.  Bir tane görmek isteyen oraya gitmeyi daha tercih edilir bulacaktır. 

Özetle başka örnekleri olan bir şeyi siz de yapacaksanız, tercih edilebilmek için farklı olmanın yollarını aramanız gerekir.

Müze dediğiniz yer, meraklısının vakit geçirmek isteyeceği bir yerdir. Ereğli’deki Oyuncak Müzesi, mekansal büyüklük olarak en dikkatli misafirin bile on beş dakikada görmediği bir şey bırakmayacağı kadarcık bir yer.  Ereğli’de bir oyuncak müzesi olacaksa, bunun eski Abdi İpekçi Sergi Salonundan çok daha büyük, çok daha vakit geçirme imkanı vaat eden  bir mekan olarak planlanması gerekir. 

Ereğli’de oyuncak evi –veya oyuncak müzesi- aynı zamanda oyuncak yapılabilecek atölyeleri de içeriyor.  Bu da bir süreç işi olduğundan meselenin ancak turistik amaçlardan ziyade yerel kültürel hayatın bir unsuru olarak hedef anlamında etkisi sınırlı olacak bir boyutu.

Huiziniga ve Borges’ten alıntılanan literatür parçaları, bu işin başka bir boyutu olduğunu akla getiriyor.  Türkiye’deki 13 oyuncak müzesinden birini kurmaya uğraşacağımıza –bunu yapalım ama daha büyük, daha geniş bir ufuk planlayalım- bu kurumun  akademik alemle bağını kuracak bir model tasarlayalım.  Oyuncak Müzesi’nin geleceğini bir “ Oyun ve Oyuncak Akademisi” tasarlayalım.   

İşin turizm boyutu var, bir Turizm fakültemiz var. İşin eğitim boyutu var, bir Eğitim Fakültemiz var.  Daha cesur bir girişimde, Leonardo da Vinci’nin mühendislik tasarımlarının maketlerini yapabilen, oyun kuramının hayatla ilişkisini yeni baştan kuran, Türkiye’de, hatta dünyada (başka örneği var mıdır bilmiyorum) Oyun ve Oyuncak Akademisi tasarlayalım.

Neden olmasın?

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,5730
34,8718
2.430,42

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 21o

SON YORUMLAR