KAR ALTINDA KALANLAR... KURUMSAL EŞ GÜDÜM, ÖRGÜTSÜZ TOPLUM, ELEŞTİRİ AHLAKI…
Karadeniz Ereğli 2012 yılından sonra son on yılın en yoğun kar yağışını yaşadı.
Günler öncesinden yapılan “yoğun kar yağışı” uyarısına rağmen, “karla mücadele refleksi” akamete uğramış devlet ve yerel yönetim kurumlarının, zihniyet düzeyinde hazırsızlığına, alt yapıdaki yenilenmeme ve yeterli ekip ve ekipmana sahip olmama da eklenince üç günlük mini bir felaket yaşadı Ereğli.
Kar yağışıyla birlikte 4 kurum eleştiri oklarının hedefi oldu.
Devleti temsilen, özellikle köy yollarında gerekli hazırlık ve müdahaleleri yapmayan-yapamayan, diğer kurumlar üzerinde otorite tesis ederek sorumluluklarını yerine getirmesinde zorlayıcı olamayan kaymakamlık.
120 bin kişiye ulaşmış nüfusuyla, yetersiz alt yapısıyla ve zorlu kabul edilebilecek geniş bir coğrafyaya yayılmasıyla, özellikle hızlı yapılaşmayla şişmiş bir kent merkezini idare etmekle sorumlu belediye.
Ticari bir şirket olarak, kente enerji hizmeti veren, neredeyse hizmete dair ve hizmet dışı birçok kalemi faturalandıran, ancak kar yağışıyla birlikte oluşan arızalar karşısında ilk dakikada havlu atmış izlenimi veren Enerji SA.
Benzeri durumlarda elindeki imkan ve olanakları yeterince paylaşmadığı iddia edilen ERDEMİR.
Bu 4 kurum, yaşanan tüm eksiklere (mutlaka kendi cephelerinden sunacakları birçok haklı-haksız gerekçe vardır) gerekçe üretmeden tutarlı bir özeleştiri vermelidir. Tabi bu özeleştirinin asıl ayağı, gereğini yapıp bir daha bu durumla yüzleşmemeye hizmet etmelidir.
Kurumlar düzeyinde bu hakikatı not ettikten sonra diğer hususlara bakmakta fayda var.
Yine kurumlardan devam edecek olursak, yaşanan sıkıntılarda kendi sorumluluk sahasını es geçip diğer kurumların hata ve eksiklerini öne çıkartmak, göze sokmak kabul edilebilir bir yaklaşım olamaz. Devlete ait birimlerin, belediyeye sınırları içerisinde katkı vermediği iddiaları, enerji kesintilerinin sorumlusu olarak belediyenin görüldüğünü dillendirip, başka sıkıntı yaşanmadığı izlenimi vermek, bunları çoğaltmak mümkün. Ancak burada kaybedilen doğru şu. Kurumlar kenti ilgilendiren genel bir durum varsa birbirlerine top atmak yerine ortak koordinasyonla hareket etmek zorundadır. Adını koymak gerekirse Devlet, belediye, Erdemir ve Enerji SA (buna küçük ölçekte iş makinası ve ekibe sahip şirket ve iş insanlarını da katabiliriz) kriz masası diye tabir edilebilecek bir eş güdümle hareket etmeliydi. Bu yapılmadı. Bu da gösterdi ki sorunlar karşısında kurumsal yetki çözümü koordinasyonda değil, tencere dibin kara edebiyatında aradı.
ÖRGÜTSÜZ TOPLUM ÇARESİZLİĞE MAHKUMDUR
Kar, en çok da toplumun, Ereğli halkının çaresizliğini açığa çıkardı. Vatandaş, ilk andan itibaren, nereye başvuracağının şaşkınlığı bir yana toplumsal tepkisini baskı güzüne dönüştürecek hiçbir mekanizmaya sahip olmamanın acizliğini yaşadı. Düşünme, davranma ve eylem geliştirme düzeyinde bireyselleştirilmiş bu çaresiz toplum tüm derdini neredeyse sosyal medya üzerinden zaman zaman öfkeyle, zaman zaman yakarışla dışa vurdu. Basit bir gözlem gibi görünse de hak arama bilinci ve eyleminin artık sosyal medya düzeyine indiğinin ispatıdır bu. Bir adım ileri gidenler ise ulaşabildikleri yerel medya kuruluşları üzerinden feryadını duyurmaya çalıştı. Ama bu kadar işte.
EN BÜYÜK ZAFİYET ELEŞTİRİ AHLAKINDA
Bu sürecin en çürüyen yanı ise tekil veya toplumsal düzeye ulaşmış aksamaların çözümüne destek sunma iddiasıyla yapılıyor gözüken ama gerçeklik itibarıyla çözüm arayışını es geçerek, kurumları daha çok da kurumsal temsili olan kişileri hedef alan eleştirilerdi.
Başta içinde bulunduğumuz yerel medya ve sosyal medya fenomeni iddiasındaki kişiler önemli oranda, bilinçli veya bilinç dışı bu yanlış yola saptı.
Arkasında siyasi, bürokratik küçük hesapların yattığı bu davranış biçiminin zaman zaman ahlak sınırlarını da zorlayarak yapılması, özellikle toplum adına eleştiri silahını kullanması gereken ya da kullandığını iddia edenlerin, eleştiri ahlakını tahrip ederek, bencil, sadece kişisel yıpratmayı amaçlayan bir çürümüşlüğe yuvarlanışını gözler önüne serdi.
Kimi örneklerde organize bir şekilde geliştirildiğinin ipuçlarını veren ve kendi çapında bir enformasyon savaşına dönüşen “karalama kampanyalarının” prim yapıyor olması ise kar felaketinin ötesinde bir felaketin habercisi.
Özetle, bir yıllık pandemi felaketinin üzerine oturan 2021 kışı bir kez daha gösterdi ki;
Kurumsal düzeyde sorunlarla yüzleşene kadar bir hazırlık yapılmıyor, yapılamıyor.
Kurumlar arası eş güdüm ve çözüm üretme zihniyeti tahrip olmuş durumda.
En önemlisi, “eleştiri silahı” yapıcı olmaktan çıkıp, siyasal, bürokratik hatta kişisel beklenti ve isteklere hizmet etmenin kuralsız ve vahşi bir alanına dönüşmüş.
En çok ürküten de bu…
Zira eleştiri ortamının olmayışı bir FELAKETSE, eleştiri ahlakının yitirilmesi KIYAMETTİR…

YORUMLAR
İzzet ASLANBAY Tarafından Yazılan Son Yazılar

EL FATİHAAA… AMİNNN!
1.3.2021 11:43 887Geride bıraktığımız hafta içinde ekmek fiyatlarına zam yapıldı. Zonguldak il ve ilçelerinde 220 gram ekmek, Çarşamb... Devamını oku >>

Ne olacak bu Zonguldak’ın hali!/ADI ÇIKMIŞ DOKSANA, İNMEZ SEKSENE
23.2.2021 13:47 1387Önce Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, ardından Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de koronavirüsle mücadele kapsam... Devamını oku >>

TÜRKİYE’NİN “GARA” KUTUSU
16.2.2021 12:51 1819Kelimelerin kifayetsiz olduğu günlerden geçiyoruz. Yeni değil bu durum. Alışkanlık yaptığı için çok da umurund... Devamını oku >>

KUYRUKLU ŞİİR, SİHİRLİ ELLER…
9.2.2021 15:19 1681Mekan, çoğu kez, zamanın elbisesidir. Ruhu değildir belki. Gerçeği değiştirmez. Ama ufak tefek değişikliklerle, hafif doku... Devamını oku >>

BOĞAZİÇİ EYLEMLERİ VE YENİ ANAYASA
2.2.2021 12:12 1925Boğaziçi Üniversitesi, ülkenin en saygın üniversitelerinin başında geliyor. Saygınlığının birçok nedeni var... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI


PİYASALAR
KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

SON YORUMLAR

