HİÇ OLUR MU ÖYLE ŞEY!

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Kimi zaman hepimiz, doğru olanı değil de münasip olanı yapmayı tercih ederiz.  Büyük oranda bedel ödemekten kaçınmanın sonucudur bu.  Fazlaca yaşandığından bugünlerde vakayi adiyeye dönüşmüş olabilir ama  diyelim ki iş güncelle ilgili değil.

İnsanlar, başında taç taşıyan bir kişinin çıplak olduğunu neden görmezden gelir?

Hani şu meşhur masalı bilirsiniz. Komşu kral ziyarete gelecek diye üçkağıtçı terziye elbise diktirmeye giden kralın hikayesi.

Terzi Kral efendiye görünmez bir elbise giydirir ve masala göre, sadece akıllı olanların onu görebileceğini söyler. Kral göremez ama çaktırmamak için susar. Maiyettekiler de hepsi kendinden şüphelenmesin diye sanki görüyormuş gibi yapınca iş çatallanır.  Öykünün sonu malum, çocuğun biri işi açığa çıkarana kadar bu aptalca durum devam eder.

Masal, aynı zamanda anlatıların en açık, basit yapılı olanlarındandır.  “Akıllı olanlar” metafor. Mutlaka arada başka iktidar ilişkileri de vardır.

Başka nasıl olmuş olabilir ki bu iş?

***

Mesela, saray çevresinde dolanıp duran, saray duyurularını yapmak için tahsisat alan çığırtkanlar, tellallar, kralın çıplak olduğunu ne kadar söyleyebilirdi?  

Saray ihalelerine girmemiş olsa, kimsenin adını sanını duymayacağı Mimar Efendiye iş kalmış olsa, terzinin kralı kandırdığını, haşmetmeaplarının yüzüne söylerdi diyen yanılır büyük ihtimal. Zira ortada dönen bir çark var ve bu çark, doğrudan iktidara yakın olmasına bağlıdır.

Bunu vekilharcın, sadrazamın, vezirin söylemesi de akla yakın değil. Zaten peşinde yerini almak isteyen bir sürü üst dereceli memur varken, kendi pozisyonunu sağlama bağlamak için münasip bir yalan söylemekten çekinmeyecektir bu kişiler.  Ona bakarsanız, kral sırf gönlü öyle istiyor diye en olmadık çamlar devirirken zaten bu yalanları söylemiş  olduklarından, bir yalan eksik, bir yalan fazla demeleri daha yüksek ihtimal.

Kralın arkadaş ve akraba çevresine iş düşüyor ama onlar da bu kadar aptalca bir şeyi yapan bir kralın, bir şekilde halledilmesinden  sonra sahip bulundukları iltimaslı pozisyonlarını koruyamayacaklarından korktuklarından dilleri varmaz bunu söylemeye. Öyle olunca da maalesef kral çıplak vaziyette şehir meydanında çalım satmaya devam eder.

Kralı tahta çıkarırken kendisini destekleyen hizipten hiç medet ummayın. Onlar böyle şeyleri sadece kendilerinin bir köşebaşını tutmadığı devrik kralın döneminde  söylüyordu. Şimdi kendi tercihleri olan kral tahta çıktığında, kralın aslında çıplak dolaştığını söyleyenler karşısında kraldan çok kralcı olmaları kaçınılmazdır.  

Saraya sebze satan, o süslü kaftanlar için sırma imal eden, altın düğmeler yapan, tacın mücevherlerini parlatan loncaların mensupları diyebilir mi? Kimse duymazsa belki.

***

Baştan belirtildiği üzere bedelini ödeyerek doğru olanı yapmak kolay iş değildir. Bu yüzden sıradan insanlar olarak o an için en az riskli ve münasip görüneni tercih ederiz. Bu masaldaki kral için olduğu kadar,  demokratik olsun, otokratik olsun, en ufağından en büyüğüne kadar her türlü iktidar odağı çevresinde yaşanan bir olgudur.

Ha, Ereğli’de yaşanır mı böyle şeyler? 

Aklınıza neler neler geliyor.  Gelin bu çetrefilli soruya olabilecek en “Münasip” cevabı verelim isterseniz…

“Hiç olur mu öyle şey?”

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar