HATIRLADIN MI ESKİDEN?

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Bir fantezi şarkısı, “Hatırladın mı eskiden, geçmişteki günlerde, akşamları beklerdim sen okuldan dönerken” der. 

Bu şarkı, imgeler âleminden gerçeklik âlemine hiç bugünkü kadar yaklaşmamıştı. Gerçekten de eskiden bir öğrencinin öbürünün okuldan çıkışını beklemesi mümkünken, bugün itibarıyla ancak uzaktan eğitimin verildiği internet platformunun çeşitli olanaklarıyla iletişim kurmaları mümkün olabilecek.

Bugün olsa bu şarkı, “Öğrencilerin e-okul derslerinin ardından, sosyal medyadan birbirlerine yazmaları” ile ilgili olurdu büyük ihtimal…

Cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim problemlerinden biriyle karşı karşıyayız.  Sağlık ve eğitim arasında bir seçim, geleceği değiştirebilecek bir yol ayrımında çocuklarımız. Pandeminin daha az etkilediği yerlerde yüz yüze eğitime başlanması şu an itibarıyla bir seçenek gibi görünmüyor. Zira bu durumda uzaktan eğitim gören öğrenciler, asimetrik bir dezavantaj yaşayacak, eğitimde fırsat eşitliği ilkesi zorlanmış olacak.

Bu bir havuz problemi değil. Çok daha çetrefil, iki ucu çıkmazda olan bir paradoks…

“BAZI SINIFLAR…”  

Yaklaşık üç aylık yaz  tatilinin ardından yeni eğitim öğretim yılı başladı. Ama okullar boş, öğrenciler internet üzerinden öğretmenlerinin verdiği dersleri takip ederek eğitime başlayacak.  Son açıklamalara göre bu durum 21 Eylül’e kadar sürecek.

Tarih budur diyemiyoruz… Bakan Selçuk bu dönemin sonunda “Bazı sınıflar için yüzyüze eğitim” için çalıştıklarını söyledi. “Bazı sınıflar” kavramı hakkında eğitimcilerin yorumu, yüzyüze eğitimin elzem olduğu birinci, sekizinci ve onikinci sınıflarda yüzyüze eğitim yapılacağı, diğer sınıflarda ise uzaktan eğitime devam edileceği şeklinde.

Malum, okuma yazma eğitimi, uzaktan eğitimle neredeyse  imkansız denilecek bir güçlükte… Sekizinci ve on ikinci sınıflar da sınav dönemindeler… Bu öğrenci grupları için uzaktan eğitim, telafi edilmesi güç sonuçlar doğurabilir.

ÖRGÜN EĞİTİME NEDEN BAŞLANAMIYOR?

Örgün eğitime eskiden olduğu gibi devam edilmesi neden mümkün gözükmüyor?

Diyelim ki okullar açıldı ve bazıları binin üstünde öğrencisi olan okullarda eğitim başladı.   Böyle bir nüfusa sahip bir okulda tek bir pozitif vaka görülmesi durumunda, aynı anda tüm öğrenciler, öğretmenler, kantinciler, öğrencilerin aileleri filyasyon sürecine girmek durumunda kalabilir. Dahası, tek öğrencinin okula servisle ulaştığını göz önüne alırsanız, o servisin öğrenci götürdüğü tüm okullar da aynı sıkıntılı sürece girebilir. 

Bugün itibarıyla bir pozitif vakadan evde 14 günlük karantina sürecine 10 ila 50 kişinin girmeye mecbur kaldığını düşünürseniz, okul kaynaklı bir vakada bunun yüz katı kadar büyük bir filyasyon mekanizmasına hazırlıklı olmanız gerekiyor.  Bu durumun kamu kaynaklarını büyük oranda zorlayabileceğini hayal etmek zor değil.

Özellikle kurban bayramından sonra vaka sayılarında yaşanan artışı göz önüne aldığınızda, riskin büyüklüğü daha da kendini gösteriyor.

EN AKLA YAKIN SEÇENEK…

Daha evvelce de bu satırlarda ifade edildiği üzere, eğitimin içinde bulunduğu ikilemin kökünde, bütün bir toplum olarak salgınla mücadelede ortak bir tutum belirleyemeyişimiz, meseleyi hayatın bütünü şeklinde değil de tek tek bireyler olarak salgından uzak durmamız olarak algılamamız yatıyor. Bu hatalı hipotezin sonuçlarının vahametini bugünlerde bir kez daha anlıyoruz.

Şu an itibarıyla tercih edilen yolun en akla yakın seçenek olduğunu kabul etmekten ve buna göre pozisyon almaktan başka çare yok. Burada belki doğal olarak dezavantajlı olan öğrenci gruplarının internete erişimi konusunda yaşayabileceği sıkıntıların aşılması için kamusal destek verilmesi üzerinde çalışılma gereğinden söz edilebilir. Bu da muhtemelen yapılacaktır.

Diğer taraftan, salgın ne kadar çabuk bertaraf edilirse, normale dönüşün o kadar çabuk gerçekleşebileceğini de kabullenmeye mecburuz. Aşı veya kesin bir tedavi geliştirilene dek, Sosyal Mesafe, Hijyen ve Maske kurallarına azami ölçüde uymak, bunun en önemli aracı olarak kalacak.

Ancak o zaman “Eskiden olduğunu hatırladığımız gibi, öğrencilerin okuldan dönerken birbirinin yolunu beklemesi” mümkün olabilecek. 

Yeni eğitim öğretim yılının tüm öğrencilerimize, eğitim camiamıza ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum.

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar