ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

GİDEMEDİĞİNİZ CENAZELER…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Kara haber tez ayaklıdır, sıradan bir günde öngöremeyeceğiniz bir süratle yayılır.  Kimi zaman büyük bir gerçeğin, bir araya getirilmesi çetin bir görev olan parçalarını ifade eden fısıltılarla gelir. Gün olur,  sosyal medyada kısa bir not ile, kimi zaman da  zaman içindeki din görevlisinin bakımına emanet edilmiş cızırtılı bir  cami hoparlöründen gelir cenaze haberi…

Özü itibarıyla hepsi erken olduğundan, bir an önceki ruh haliniz ne olursa olsun, ölüm olgusu kendi başına da önce düştüğü yeri, sonra da içinde bulunduğu tüm toplumu etkileyen bir kederin habercisidir.   Cenaze anonsunun sonunda “Korona tedbirleri dolayısıyla merasime sadece yakın akrabaları katılacaktır” denildiğinde, yitirilen canın her zaman olduğundan daha yalnız bir yolculuğa çıkmasının hüznü de, bu kederin kardeşi olarak saf tutar gönlünüzde.

Bir pencereden, bir balkondan, bir kapı önünden bakarsınız gelip geçen cenazeye… Cenazeler, bir toplumda yaşayan insanları birbirine daha yakın kılarlar aslında… Bu kez, cenazeye katılabilecek kadar yakını değilseniz, kendinizi “Yas tutma hakkı” elinden alınmış birinin mahrumiyeti içinde bulursunuz.  Dostlarınızı teselli etmek, gözyaşlarını paylaşmak, son yolculuğa çıkan kişinin son meskenine bir avuç toprak eklemeniz mümkün değildir.

Bir yandan da temelde asıl sorunun, tam da şu an itibarıyla içinde bulunduğunuz, “Bana bir şey olmaz”  serbestliğinde olduğunu, son derece güvenli olduğunu düşündüğünüz, ama gerçekte hane halkının hangi üyesinin daha önce nerelerde bulunduğunu tam olarak bilmediğiniz, risk dediğinizi bu bilgisizliğin ürettiğini her zamankinden daha fazla hisseder; bir yandan kederi paylaşamamaktan, bir yandan  da akrabaların elinde son meskenine uğurlanan kişinin de, testi pozitif çıkana dek aynı rahatlığa sahip olabileceğini biliyor olmaktan kaynaklanan bir mahcubiyet içinde kalırsınız.  Ebediyet yolcusunun geride bıraktıklarının hayali, aynı yola çıktığınızda geride bırakacaklarınızın hayaline karışır.

Gidemediğiniz cenazelerin yası, gidebildiklerinizden uzun sürüyor nedense.

İKİNCİ BİR EMRE KADAR YASAKLANMASINA…

Tam şu anda okuduğunuz yazıyı yazarken, valilikten yeni hıfzıssıhha kararları düştü maillere….

Sosyal izolasyonu temin amacıyla misafir ziyaretleri, ev oturmaları, doğum günü, altın günü, nişan, kına, taziye, Kuran okuma gibi evde gerçekleştirilen etkinliklerin ikinci bir emre kadar yasaklanmasına” diyor metinde…

Uyarı olarak hep yapılan, ancak artık “Yasak” seviyesine ulaşan bu uygulama geç  kalmış mıdır tartışılabilir ama eksik olduğu muhakkak.

Zira ortalama bir ev ziyaretlerinden daha kalabalık gerçekleşen kurum ziyaretlerine ilişkin bir ifade bulunmuyor metinde. Siyasiler, tanınmış kişiler olduklarından, cenazelerine katılması kısıtlanan kişilerin sayısının diğerlerinden çok daha fazla olacağını, yukarıda anlatılan hissiyatın çok daha fazla kişi tarafından paylaşılacağını öngörmek için fal açmaya gerek yok. Bu konu da bir Hıfzısıhha Meclisi toplantısının konusu olmalı mutlaka.

KORONAVİRÜSÜ SİZE KİM BULAŞTIRACAK?

Eskiden, salgının hangi ilde, ilçede daha fazla görüldüğünü konuşurken, bir anda bu musibetin  size kimin üzerinden gelebileceğini düşünür hale gelmeye başladık.  Kendinizi ne kadar korursanız koruyun, karşılaştığınız, yumruklarınızı vurarak selamlaştığınız –salgınla ortaya çıkan bir selamlaşma biçimi – kişiler arasında hangisinin, dün kiminle yumruk tokuşturduğunu, kiminle oturup çay içtiğini, hangi AVM’ye gittiğini bilmeniz mümkün değil. Ne kadar sosyal, o kadar risk durumu var.

Siyaset, spor, sanat dünyasının en önde gelen isimleri –ki ne kadar topluma mal olduysanız, o kadar risk altındasınız maalesef –birer birer korona pozitif vakasına dönüştüler. Karşı apartmandan bir pozitif duyumu geliyor, okuduğunuz okulda öğretmenlerin izole olduğunu işitiyorsunuz. Sıradaki siz misiniz, yoksa ailenizden biri mi bilemiyorsunuz. Bir tür paranoyanın eşiğinde sıkışıp kalmış gibiyiz hepimiz. Salgının boyutu değiştikçe, korku her şeyden daha bulaşıcı olduğundan, endişeleriniz de büyüyor. Tedbirlere sarılmaktan başka çareniz olmadığını kabul ediyor, bunu kabullenmeyenlerden uzaklaşma ihtiyacı duyuyor, sevdiklerinizi korumanın, önce kendinizi korumaktan geçtiğini daha iyi anlıyorsunuz. Artık şunu biliyorsunuz:

Çember daralıyor…

 

 



YORUMLAR

Zafer aksakal | 11 Kasım 2020
Ewet gerçekten çember daralıyor. insanoğlu geleceğini teminat altına alması gerekiyorsa; öncelikli mücadelesinin covid 19 olduğunun bilincine varması ve ona göre hareket etmesi gerekir.


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,5674
34,9669
2.423,06

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 14o

SON YORUMLAR