ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

DÜŞÜNMEMİZ GEREKENLER…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Bir konuyu sorgulamak gerek. Koronavirüs  salgınında alınan tedbirlere sağlığımız için mi uyuyoruz, yoksa devletin getirdikleri sınırlamalara uymuş olmak için mi?

Toplumların kritik dönemlere verdiği refleksler, onun olgunluk seviyesinin bir göstergesidir.   Bu bakımdan, şu içinde bulunduğumuz pandemi dönemi, önemli bir sosyal laboratuvar olarak kabul edilebilir.  İkinci dünya savaşının ardından Amerika’da sosyal felsefe deneyleri yapan Frankfurt okulu felsefecileri,  otoriteye boyun eğme eğiliminin sınırları üzerine muhakkak bir şeyler söylerdi.

Bir konuyu kayda geçirelim. Sokağa çıkma yasağı ilan edilmeden önce de koronavirüs tedbirlerine uyum anlamında iyi bir sınav vermiyorduk. Her gün sosyal mesafe kurallarının ihlali, karantinadan kaçanlara ilişkin haberler medyada şaşılacak bir sıklıkla boy gösteriyordu.

İnsan psikolojisinin kendini kollama biçimlerinden biridir bu, kendine bir şey olmayacağını düşünür, başa gelince de suçlu –ya da günah keçisi- ararsın.  

Bu durum, sokağa çıkma yasağının ilanıyla daha da belirgin hale geldi… Hayli külliyatlı bir topluluk, sokağa çıkma yasağının ilanından sonra o saatte kapalı olması gereken büfe, bakkal vb  hücum ederek, kendine bir şey olmayacağını, koronavirüse yakalanmamayı iki günlük  kola veya cips eksikliğinin yanında ufak mesele saydığını gösterdi.

Hele sokağa çıkma yasağı öncesinde benzin istasyonlarına akın edenler var ki izahı çok güç. Sokağa çıkma yasağında benzini ne yapacaksın?

Buradan çıkarılacak sonuç şudur: Toplum olarak tecrit halinde yaşamaya henüz hazır değiliz.  Bu durum aynı zamanda, salgın tehdidinin ne kadar büyük olduğunun henüz bihakkın kavranamadığını da gösteriyor.

***

Şapkayı önümüze koyup düşünmemiz, yaşananlardan daha sonra işe yarayacak birtakım sonuçlar çıkarmamız gerek. 

Kritik anlarda soğukkanlı davranmak yerine ilk aklımıza eseni yapmanın sonucunda elimize ne geçti?

Bunun cevabı belli:

Bazıları için evde izah edilmesi güç bir ceza makbuzu, bir süre sonra bugün katlanamadığımız tedbirlerin daha sert olanlarına katlanma mecburiyeti, en beteri de sevdiklerimizi kollamaya çalıştığımız şeyin kucağına atma ihtimali…

Bir de salgını önleme çalışmalarının –ki inanılmaz bir özveri içinde yürütülen işler bunlar – içinde bulunduğumuz toplumda daha kolay olmadığını, tam tersine çok daha güç olabileceğini göstermiş olduk.

***

Artık şunu anlamalıyız…

Salgını önlemek devletin, sağlık kuruluşlarının, sağlık görevlilerinin sorumluluğu değildir.  Tek tek hepimizin; senin, benim, ötekinin, bu toplumda birey olarak varlığını sürdüren herkesin ortak meselesidir.  Sağlık sistemi hastaları tedavi eder ama bütün olarak salgının önlenmesi ancak toplumun ortak duyarlılığının etkin bir şekilde harekete geçmesiyle mümkün olabilir.

Yapılacak iş basit… Gereksiz yere sokağa çıkmayacaksın, hijyen kurallarına dikkat edeceksin, sosyal mesafe kurallarına uyacaksın, bunları maksimum şekilde sağlayabilecek bir hayat düzeni kurgulayacaksın. Bunları sen yapacaksın.  Devlet için değil, ceza tehdidi yüzünden değil, kendin ve sevdiklerin için yapacaksın.

Hem herkes üstüne düşeni yapsın diyeceksin, hem de kendi özel yaşamında bir şey yapmana bir gerek yokmuş gibi hareket edeceksin. Bu işin sonucu, üstüne düşeni yapanların, onların sevdiklerinin seninkilerden daha az risk altında olması değil de nedir?

İstemediğin şey kendi başına geldiğinde, kimin ihmalinin bulunduğunu, bedelini kimin ödemesi gerektiğini, kimin istifa edeceğini sormanın bir yararı yok.

Kendinin veya sevdiklerinin güvenliği başka herkesten önce senin sorumluluğundur.

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,5698
35,0098
2.430,88

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

kapalı
kapalı 18o

SON YORUMLAR