DAHA İYİSİNİ UMUT ETMEK…

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Üç yüz altmış beş gün… Bir yıl… O yılın içindeki günlerden bir gün…

Her yılın son gününün de, bir sonraki yılın ilk gününün de başka günlerden bir farkı yoktur. Bu günleri farklı kılan şey, o günlere yüklediğimiz, bir sonraki üç yüz altmış beş günün öncekinden daha iyi olacağına dair umutlardır.

Daha iyi bir dünya, aslında bedelini ödeyebildiğiniz, emek verebildiğiniz ölçüde gerçek olabilir, bu kavram daha ziyade kendinizle ilgilidir ama yine de umudu kurumlara, siyasilere, yöneticilere filan bağlamaktan, beklentilerinizi bulamayınca da şikâyet ederek hayatı daha çekilmez kılmaktan geri kalmazsınız. 

Bu günlerde, gelecek konusunda daha da umutlu olmanın yolunun piyangodan büyükçe bir ikramiye kazanmak olduğundan geçtiği kuruntusu daha yaygındır.  Oysa belki parasız mutluluk zordur ama mutluluk denilen şeyi parayla satın alamazsınız. Zira çoğu zaman insanlar ceplerinde cehennemi taşırken, cennet rüyaları görürler.

Bunu değiştirmediğiniz sürece, eriştiğiniz hiçbir hayal sizi daha güzel bir ömre götürmez.

***

Amaçladığım şeylere verdiğim emek, ödediğim bedeller nispetinde zaten sahip olabildiğimden yeni yılda kendim için bir şey istememeyi itidal haline getirmişimdir.

Bunun yerine, çocukların üşümediği, kadınların şiddet görmediği, insanların açlık korkusu yaşamadığı, her köşeden patlak veren savaş ihtimallerinin yerini barış atmosferinin hakim olduğu, siyasilerin yalan söylemediği, komplo kurmadığı, bunun yerine sorumluluk alanlarındaki insanların daha rahat yaşaması için çalıştığı bir dünya dilemek daha doğrudur herhalde.

Bunu yılın bir günü değil, her günü dileyebilirsiniz. Eğer barışa sahip çıkacak gücünüz varsa, yeterince insanın bu arzuya katılmasını sağlayacak kadar emek verirseniz, tüm bu iyi dilekler için daha fazla umut beslemek mümkün olabilir. 

Boş laf demeyin, herkesin öfke kıvılcımları saçtığı bir yerde, barışa sahip çıkmak, öbür türlüsüne göre çok daha fazla cesaret gerektirebilir.

***

Karadeniz Ereğli’de 2019 yılını nasıl değerlendirirsiniz?  İyi şeylerin kaynağı nedir, kötü saydığınız şeylerin kaynağı nedir? Daha da önemlisi iyi şeylere ne ölçüde katkı verdiniz, kötü şeyleri engellemek için ne kadar emek harcadınız?

Bazı insanlar gerçekten de bizim bildiğimizden fazlasını biliyor.  İnsanların çoğu büyük ikramiyenin düşünü kurarken, öyle kişiler var ki birikimleriyle kamusal yaşama –doğrudan insanlara da diyebilirsiniz –daha iyi bir gelecek sağlamanın kapısını aralar. Geçtiğimiz günlerde Nurdan ve Ahmet Orhan Oğuz, ilkokul ve ortaokuldan sonra kurdukları eğitim kurumları zincirine Anaokulu ile yeni bir halka eklediler. Orhan Oğuz, “Ne kazandımsa Ereğli’den kazandım, Ereğli bana verdi, ben Ereğli’ye verdim” diye konuştu.

Aynı cümleyi Merhum İbrahim İzmirli, “Allah bana verdi, ben de hayır işlerine verdim, ben verdikçe, Allah da bana daha fazlasını verdi” şeklinde ifade etmişti. Kadri Yılmaz, Mehmet Ali Yılmaz,  Kadir Kameroğlu, Nevişet Kameroğlu… Akın Tatoğlu bir kültür merkezi yaptırdı, yanında bir anaokulu var…  Çok sayıda hayırsever var. Kenan Pestilci,  Fazlı Erdoğan, Saniye Erdoğan, Gülşen Utku, Melih Şuğle isimlerini taşıyan okullarda, hep birer hayırseverin girişimi ve çabaları var.  Başka isimler de vardır mutlaka….

Niye bazı insanlar yat kat rüyası görürken, başkaları hayatlarını böyle şeylere vakfeder? Çünkü hepsi hayatta zenginlik düşlerinden daha gerçek bir şey olduğunu fark etmiştir de ondan… Kişisel ikballerinden daha gerçek, daha somut, daha güzel bir dünyanın kapısını aralayabilecek bir şey üretmenin mümkün olduğunu biliyorlar da ondan…

İşte bir üniversite kampüsü rüyası görüyoruz. Biz birileri bunu yapmıyor diye içimizden homurdanırken, birileri bu işe nasıl katkı vereceğini düşünüyordur mutlaka…

***

2020… İki, sıfır, iki, sıfır… Dört rakam… 1 Ocak ve 31 Aralık tarihleri arasındaki üç yüz altmış altı (yeni yılda Şubat ayı 29 gün çekecek) gün. Yüzyılların kesri küçük bir zaman dilimi.

Bu zaman diliminin daha fazla vicdan, daha fazla akıl, daha fazla adalet getirmesini, yeni yılda bencilliğin yerini daha fazla diğergâmlığın almasını temenni ediyorum.

Öyle olduğunda diğer sorunların kendiliğinden azalacağı şüphe götürmez de ondan.

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar