ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

BİR DE BURADAN BAKIN!

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Şu okuduğunuz köşelerde geçirilmiş  yirmi yıla yakın zamandan  sonra, hiçbir şeyin tam olarak bireysel, hiçbir şeyin tam olarak toplumsal olmadığını öğrenmiş bulunuyoruz şükürler olsun. 

İnsanlar kimi zaman kişisel ikbal beklentilerini toplumsal gerekçelerin sırtına yüklerler, kimi zaman da toplumsal beklentilerden kendi kişisel dağarcıklarına bir şeyler indirmenin muhasebesini yaparlar. Bunlar olan şeylerdir ve her faninin başına bir gün gelebilir.

MUTLULUK BİR YAŞAM BİÇİMİDİR…

Sevgililer günü diye bir gün var, bu günün Kara Cuma, Kara Pazar gibi haftanın değişik parçalarının isimlerini karalayarak yapılan alışveriş kampanyalarının farklı bir isimle ısıtılmış hali olduğunu birçoğu kabul edecektir.

Temel bir hipotez var: Sevgililer Günü’nde maddi karşılığı olan bir şeyi alıp, eşine, nişanlına, sevgiline takdim buyurursan,  o mutlu, sen mutlu olursun.  Bu önerme tamamen, en başından yanlış. Mutluluğun, elde edilebilen şeylerden edinildiğini kim söylemiş!

Bir insan bir lokma, bir hırka ve sıcak bir yatakla mutlu olamıyorsa, Karun’un terekesinde bulunan külçe altın piramitleriyle de mutlu olmayacaktır. Kimileri cebinde cehennemiyle gezer, nereye gitse onu yanında götürür.  Edinilen şeylerin peşinde koşmanın bir sonu yoktur.

O halde yeni bir önermeye ihtiyaç var:  Mutluluk, Protestanlığın başarı kar diyalektiğinin ürettiği cennet ideali olmaktan çok farklı bir şeydir. Bir yaşam biçimidir. 

HAYIRSEVERLER AĞIR BASIYOR…

Karadeniz Ereğli’de, Erdemir’in kente sırtını döndüğüne yönelik söylem kimi zaman dar bir çerçeveye sıkışıp kalıyor. 

Mesela, İlçenin önde gelen hayırseverlerini düşünelim.  İlk beş hayırseverin hayır hasenat ve yardım işlerini gözünüzün önüne getirin ve terazinin bir kefesine koyun. Öbür tarafına ise dünyanın önde gelen demir çelik fabrikalarından olan gözümüzün bebeği Erdemir’i koyun.  Sonra bunların ilçenin eğitim,  kültür ve sosyal hayatına yaptıkları katkıları karşılaştırın.

İlçenin kendi yetiştirdiği değerlerinin, yani hayırseverlerin hasenatının bulunduğu kefenin son dönemde daha ağır basması muhtemeldir!

ÜSLUP DEĞİŞSE DE DOĞRULAR SÖYLENMELİ…

Erdemir demişken, Belediye ve Erdemir arasında inişli çıkışlı ilişkilerden söz etmeden olur mu?

Belediye  Başkanının yutmak için çok büyük lokmalar olan lafları eleştirildi. Sonra bir miktar daha mutedil bir çizgiye çekilince bu da eleştirildi. Fakat her çatışma ortamının sonunda bir ateşkes olmalıdır ve barışmayı bilmeyenlerin savaşa girmesi son derece tehlikelidir. Zaten Başkan Posbıyık’ın  eleştirilere konu olan tutumu, söylediklerinde gerçek  payı olmaması değildi. Sonuçta hiç uzlaşma olmayacakmış gibi bir yönteme takılıp kalan üslubuydu.

O halde şöyle demek gerekir,  ilişkileri makul bir seviyede sürdürecek medeni bir çizgide kalmalı, ama su meselesi, hava kirliliği, sosyal alandan çekilmesi gibi konularda söylenmesi gerekenler söylenmeye devam edilmeli…

ŞÜPHECİ BİR TUTUM…

Üniversite kampüsü kurmak için şehrin ana unsurlarının bir araya gelmesinin mümkün olduğunu, geçen hafta içinde Bülent Ecevit Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Çufalı’ya cümbür cemaat gerçekleştirilen ziyaret sayesinde öğrenmiş olduk. 

Yine de, bu birlikteliğin neticeye ulaşma yolunda bir iradeden değil de, neticeden hasıl olacak siyasi rantı paylaşma amacı taşıdığını düşünen karamsarlara söyleyecek bir şey olmadığını, bu karamsar bakış açısının her daim baki bulunduğunu da kabul etmek gerek.

BU HEP BÖYLEDİR…

Basın camiasında karşılıklı atışmaları ibretle izliyoruz.  Yozlaşmışlık belli bir mesleğin veya grupla sınırlı kalabilen bir şey değildir.  Yeri geldiğinde tüm toplumu etkiler.

Tartışmaların detayları konusunda yorum yapmak ilginç gözükmüyor.  Yine de bir hususu belirtmeden geçmemek gerek. Eğer mesleki bir yozlaşmadan söz ediliyorsa, bundan en fazla kimin şikayet ettiğine bakın.  En büyük çürüme oradadır, kendi yaptıklarına diplomatik, toplumsal gerekçeler uydurur, lekenin kendi üstlerinde kalmaması için başkalarına çamur atmaya çalışırlar. Bu hep böyledir.

Kimse mesleki olarak kıdemi dolayısıyla bu kusurdan azade değildir.

EMPATİ PEKİŞTİRMEK…

Çuvaldızı da kendimize ayıralım…

Yarım asrı devirip, bedensel orijinaliteyi, omurgaya takılan altı platin çivi ile bozunca,  bireysel ve toplumsal olan arasındaki bağlantıyı yeni baştan kavrama imkanı bulduk.

Mesela, yürüyüş hızı yavaşlayıp, merdivenleri inip çıkmak zorlaştığından, şehirdeki engelli rampalarının eksikliğini ve kaldırımlarda yürüyen insanların engellilerin sıkıntılarına ne kadar duyarsız olduğunu tecrübeyle öğrenmiş – daha doğrusu bildiklerimizi peiştirmiş - olduk. 

Empati kurmanın acılı bir yöntemi…

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,3963
35,0913
2.326,57

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

az bulutlu
az bulutlu 15o

SON YORUMLAR