BELEDİYE MECLİSİ… ÜNİVERSİTE KAMPÜSÜ

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Belediye Meclisi’nin Mart ayı toplantıları tamamlandı. Bu ayın meclisinde ele alınan en önemli madde, Şubat ayında olduğu gibi, Üniversite Kampüs Alanına ilişkin imar düzenlemeleri oldu.

Özetle, imar yolunda kalan, belediye mülkiyetindeki iki parsel daha kampüs alanına dahil edilmek suretiyle alanın bir bütün haline getirilmesi işlemi tamamlandı. Dört başı mamur bir tapu almanın önünde herhangi bir engel kalmadı. Meclis kararı oybirliğiyle aldı.  İtiraz, çekince falan yok. Gündem maddesi alkışlar arasında onaylandı.

Önemli bir mesafe deniliyor. Fakat geçmişe baktığımızda, son altı yılın gündem maddesi olan bir konuda az gitmiş, uz gitmişiz, bir arpa boyu yol gitmişiz. Altı senede ancak tapuyu alabildik –veya almamız önünde engel kalmadı –diye seviniyoruz.  Şimdilik buna da şükür diyelim.

Bu köşede yazılanları takip edenler, daha önce çalıştığım yayın kuruluşunda, işin takdire şayan olması için ön şartın, temel atılması olduğunu yazdığımızı hatırlayacaktır.  Bu fikrin bir gıdım değişmesine yol açacak bir değişiklik, somut bir gelişme var diyemiyoruz hala.  O kadar çok şey konuşuldu, o kadar farklı umutlar pompalandı ve boşa çıktı ki artık ümitvar gelişmelere bile şüpheyle yaklaşır olduk.

Anlayacağınız, mecliste açılan yeni bir sayfa değildi, ilk açılan sayfanın kapanışıydı. Yeni sayfa sadece temel atma töreninde, protokol butona bastığı zaman açılmış olacak. İnşallah bu zaman fazla gecikmez, inşaat başladığında da kısa zamanda nihayete ermek mümkün olur.

O zamana kadar daha önceki tüm çekincelerimiz aynen duruyor.

FUTBOL KULÜBÜ…

Bir Milli Eğitim Bakanının “Okullar olmasaydı Maarif’i ne güzel yönetirdim” dediği doğru mudur emin değilim. Fakat Karadeniz Ereğli’de  Belediye bünyesindeki spor kulübünün futbol branşının kapatılmış olması halinde kulübün daha kolay yönetileceği anlamı çıkan söylemlerin –şaka değil, mecliste konuşuldu bu ifadeler, kayıtlar ortada – okulsuz Maarif söyleminin karbon kopyası olduğunu düşünmeden edemiyor insan.

Belediye bir kamu kuruluşudur, kültürel, sosyal ve sportif alanda hizmet verdiği bölgenin gelişme kaydetmesi sorumluluğu vardır.  Kimsenin “Para yetişmiyor, aman kapatalım” deme hakkı yok. Eğer, takıma belli bir hedefe ulaşmak amacıyla ayrılan bütçe ve elde edilen sonuçlar arasında bir  tutarsızlık varsa, burada yapılması gereken sebepler üzerine yoğunlaşmaktır.  Bir ton para vererek dershaneye verdiğiniz, özel hocalar tuttuğunuz haylaz talebeyi, yine de başarısız oldu diye evlatlıktan reddemeyeceğiniz gibi, bir ton para vererek yaptığınız transferler size koyduğunuz büyük hedeflere ulaşmanızı sağlamadı diye kulübü veya futbol branşını kapatamazsınız.  Ya takım yapısında birtakım değişikliklerle, yahut doğruca hedeflerinizi revize etmeniz akla daha uygun olacaktır.

Bir şey daha.  Belediyespor’un temelde bir rant kapısı olduğuna dair dedikodular-sadece dedikodu ama mide bulandırıyor- dolaşıyor ortalıkta.   Harcamaların şeffaf bir şekilde yapılması böyle dedikoduların önüne geçecektir.

Ayrıca, kulüp 3. Lige çıkamayacak, orası belli oldu. Meclis Üyesi Mustafa Kumaş’ın ifade ettiği, Tarkan Atik ve Sertan Kuzu’nun, hatta Belediye Başkanı Halil Posbıyık’ın onaylar gibi göründüğü, bölgenin gençlerinin spor yapabilmesi hedefi, kulağa gayet güzel geliyor.

Böylesi, belediyenin sosyal, kültürel, sportif alanların geliştirilmesi amacına daha uygun olacaktır.

YOLCU İNDİRME BİNDİRME VE ULAŞIM İŞLERİ

Şehirlerarası Otobüs Terminali İşletme ve İştirakler müdürlüğünden, Ulaşım Hizmetleri Müdürlüğüne devredilince, üç ayrı yönetmeliğin yeniden düzenlenmesi ihtiyacı oldu. Bu işte gerekçe ile ilgili bir izah eksikliği var. Bu İTÜ’nün hazırladığı trafik master planı ile ne ölçüde ilgili şu an itibarıyla bilemiyoruz.

Aynı izah eksikliği, Belediye Başkanının Kışla’da bir indirme yeri kurmaya başladıklarına ilişkin sözlerinde de bulunuyor. Önceki indirme yerleri iptal edilecek,şehirlerarası  otobüsler indirme işlerini buradan yapacak. İl Trafik Komisyonu onayladığında düzenleme hayata geçecek. Ama niye böyle bir şey yapılıyor? Öncekilerin kusuru mu vardı, yoksa sadece devr-i sabık olarak yaftalanan bir önceki dönemin izlerini silmeye yönelik bir gayret mi bu? Ben yaptım oldu demekle bu işler oluyor mu?

Sonra, Ömerli için ilave trafik master planı için İTÜ ile protokol imzalanması konusunda belediye başkanına yetki verilmesi meselesi de var? Delihakkı Subaşı dolmuşları ile yaşanan sıkıntıların çözüm mekaniği konusunda pek bir şey anlaşılmadı. İTÜ’ye konunun çözümünü havale etmek, bir bilim kurumunun otoritesini arkasına alarak eleştirileri baştan savma anlamına mı geliyor acaba?

Ne olursa olsun, daha net açıklamalara ihtiyaç var.

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar