VİRÜSLÜ TARAFGİRLİK…

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Her sene bir virüs çıkıyor… Domuz gribi, sığır gribi, kuş gribi… Sırada Korona Virüsü diye bir şey var. Gerçekten sıkıntılı bir virüs.

Bu virüslerin özellikle ekonomik anlamda savaşa yönelik göstergeler içermesi tesadüf müdür diye geliyor akla. Sığır gribi çıktığında beyaz et üreticilerinin işleri düzeliyor. Kuş gribi çıktığında ise büyükbaş hayvan üreticilerinin…

Korona Virüsü’nün dünyanın jandarmalığını üstlendiği iddiasındaki ABD’nin en büyük rakibi, nispi olarak dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olan Çin’de çıkması kendi başına yeterince ilginç ama bunun üzerinden öyle bir kampanya yürütülüyor ki, Çin’in göstergelerinin bu sene gerilemesi kaçınılmaz.

Bu sıralarda yine ABD’nin arasının limoni olduğu ülkelerden İran’da virüs görülmeye başlandı. Herhalde bu işte krizi fırsata çevirme hali var.  Sadece bunda değil, tüm kış virüsleri böyle görünüyor.  

Öyle değilse, devasa bir komplo senaryosu ortaya çıkıyor.  Buna ihtimal vermeyelim.

***

Sadece Korona virüsü değil.

Bizim bölgede, atanmış ve seçilmiş kamu yöneticilerine yönelik galiz kampanyalara bir bakın. Bu nereden kaynaklanıyor?  Genele yansıyan kampanyaların, ekonomik ve sosyal bakımdan “Lobi” rahatsızlığı bulunan Ereğli’de görev yapan atanmış ve seçilmişlere yönelmesi çarpıcı.

Elbette işin arkasında bir kasıt – en azından ilçenin geneline yönelik bir  kasıt - da olmayabilir ama arka arkaya Ereğli’nin çıkarları için mücadele eden kişilere yönelik ithamlar birdenbire, biri düğmeye basmış gibi artmaya başlayınca, insanın aklına tuhaf tuhaf şeyler geliyor.

Bu negatif kampanyaların, yukarıda tarif edilen virüsler ve neticesi itibarıyla sosyal alana yansımalarının  benzerliğini görmezden gelmemek gerek.

***

 Sonracığıma diyelim… Karadeniz Ereğli’de çeşitli amaçlarla birbirine giren, karalama haricinde bir anlam ifade etmeyen ithamlarla ortalığı yangın yerine çeviren grupları teker teker gözden geçirdiğinizde de asıl yazılanlardan başka amaçlar var mı diye akla geliyor.

Eğri oturup doğru konuşalım. Şu anda Karadeniz Ereğli’nin yatırıma  ihtiyacı var. Tersanelerde yaşanan gelişmeler, Üniversite kampüsü konusundaki gelişmeler anlamlı.  Alacaağzı ocağının açılmasına ilişkin çalışmalar güzel. 

Gelgelelim gündem böyle konulara yoğunlaşacağına, kim kimin kuyusunu kazıyor onu tartışıyoruz. Hem de ilçenin en fazla amaç birliğine ihtiyacı olduğu dönemde.   Doğrudan ilçenin çıtasını yükseltecek işlerin yerine, kayıkçı kavgalarıyla vakit geçiriyoruz. Faydası nedir bunun?  Oturup seyrediyoruz, pek bir işe yaramasa da ibret alıyoruz.

Nasrettin Hoca, omzuna aldığı yorganla, gece vakti kavgayı ayırmaya gidince yorganı kaptırır ya.  Ereğli açısından yorganı daha kavi kılmaya çalışmak gerekirken,  kavgaya dalıp gidiyoruz. Bu gidişle  yorganı kaptırdığımızda işin farkına varacağız ama iş işten geçmiş olacak.

***

Şöyle bir bakınca, siyasi partilerin durumunun  da farklı olmadığı anlaşılıyor. Ayrıntılara girmeye gerek yok, herkesin kafasını karıştıracak ölçüde bu tartışmalar bir haber-yorum-sosyal medya bombardımanı altında kaldığımızdan bunlar çok iyi biliniyor.

Sivil toplum kuruluşları falan farklı durumda mı? İç kavgalara öyle bir dalıp gitmişiz ki, asgari müşterek kabul edilmesi gereken konuları konuşmaktan ziyade bunlar gündemi işgal ediyor.   

Maalesef durum bu… Birlik Beraberlik lafları ediliyor ama muğlak, sınırları belirsiz bir ifadenin ötesine geçemiyoruz. Olması gerekenin net ifadesi şöyle:

Kişilerin pozisyonlarının nasıl değiştirileceği kavgalarının yerine, yapılması gerekenler hakkında istişareyi koyamadığımız sürece, bizi birbirimize düşüren çok olacaktır.

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar