ANA SAYFA
GÜNDEM
SİYASET
EKONOMİ
MAGAZİN
EĞİTİM
SPOR
KÜLTÜR-SANAT
SAĞLIK
KÜNYE
İLETİŞİM

SİZİN O BEĞENMEDİĞİNİZ GAZETECİLER…

   
Hüseyin AKSAKAL - DÜNYA HALİ Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Akşam işten çıkar, evinize gidersiniz, bölgede, ülkede, dünyada ne var ne yok diye televizyonun başına geçersiniz, internetinizi açarsınız, cep telefonundan bilgisayardan haberleri takip etmeye çalışırsınız. Haberleri takip etmek önemli bir iştir, gündem hakkında kanaatlerinizi böyle oluşturursunuz.  Demokratik tercihlerinizi yazılı, görsel, sesli ve dijital platformlardan edindiğiniz bilgiler ışığında oluşturursunuz.

Haberler deyip geçmeyin. Bunun daha genel şekli bilgi edinme şeklinde değerlendiriliyor.  Tarih boyunca devlet ve birey ilişkisinin birey lehine gelişmesini sağlayan tüm kırılma noktaları bilgi alış verişi çerçevesinde gerçekleşti. Bilgiye daha doğru ulaşanlar yönetimlerde söz sahibi oldu. Roma’da, Yunan şehir devletlerinde, ortaçağ Avrupası’nda, doğu toplumlarında hep aynı kural işledi. Daha hızlı bilgiye ulaşan daha güçlü oldu. Bilgiye ulaşan yönetti, mahrum olanlar bir tür doğal sosyal seleksiyon sonucu devrini tamamlayıp, tarihin “eskiler” kovasını boyladı.

Pax Romana, Roma İmparatorluğu’nun bilgi alışverişinin ve diğer intikal olanaklarının temeli olan Cursus Publicus adında yollarla mümkün oldu.  Bu sayede Büyük Roma İmparatorluğu üç kıtaya yayılmayı başardı.  Moğolların yarım asır gibi bir süre içinde dünya imparatorluğuna dönüşmesi Menzil sistemi denilen atlı posta sistemi sayesinde mümkün oldu.  Ortaçağ Avrupa’sında kilisenin gücü, örgütlenme gücü sayesinde bilgiye kolay ulaşmasından kaynaklandı.  Ne zaman ki merkezi krallıklar bu örgütlenmeyi aşan bir bilgi edinme sistemine ulaştı, o zaman durum değişti.

1605 yılında ilk gazete Nieuve Tijdinghen Amsterdam’da Abraham Verhoeven tarafından kurulduğunda, dünyada toplumun kanaatlerinin yönetimler nazarında kıymeti harbiyesi yoktu.   Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi, Fransız İnsan Hakları Beyannamesi gibi kritik belgeler, hep basın kuruluşlarının kampanyaları ve girişimleriyle hayata geçti.

Türkiye’de kurulan ilk gazete,  o dönemde “Levanten” diye bilinen ve Osmanlı Devleti’nde ticaretle meşgul gayrimüslimler tarafından çıkarıldı.  Gayrımüslimlerin Osmanlı Devleti’nde gücünün temeli de bilgi alışverişini rahat sağlamalarından kaynaklanır yani.  İlk Türkçe gazete olan Takvim’i Vekayi’nin 1831’e çıkmasından 35 yıl önce, 1796’da Fransız Sefareti tarafından çıkarılan Gazete Francoise de Constantinople, tam olarak bu işlevi görüyordu.

Türkiye’de demokrasi ve halkın yönetime katılması süreçleri de basın ve bilgi alma kabiliyetinin gelişmesi ile ilgilidir.  İki meşrutiyet tecrübesi, Cumhuriyetin kuruluşunda basın yoluyla bilgi alışverişlerinin büyük önemi vardır. 

***

Demokratik toplumları mümkün kılan asıl şey, bilgi edinme ve kanaat açıklama özgürlüğüdür. Bunun için iki temel şeye ihtiyaç vardır. Birincisi basın özgürlüğü, ikincisi de yaygın okuryazarlık. Bu anlamda baktığınızda, Türkiye’de demokrasinin tarihini de bir anlamda basın tarihi olarak okumak mümkün.  Basının özgür olduğu dönemler nispeten daha demokratik dönemlerdir, baskı altına alınmaya çalıştığı dönemler ise tersidir.

Ama basın özgürlüğü nedir?

Hep yanlış anlaşılmış bir konudur. Asıl mesele basın mensubunun özgürlüğü değildir. Neticede ticari kuruluşlar olan ve bir gaye için kurulan basın kuruluşlarının yayın politikaları basın mensuplarını öyle veya böyle sınırlar. Burada sınırlanmaması gereken, b asın kuruluşlarının şu veya bu şekilde kanaat oluşturma yetenekleridir.   Haberlere konu olan olgular ne kadar farklı açılardan ele alınabilirse, o kadar özgür bir basından, dolayısıyla daha demokratik bir toplumdan söz edilebilir.

Bu bakış açılarını üretenler yine o sizin genelde beğenmediğiniz basın mensuplarıdır. 

***

Cuma günü 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nü idrak edeceğiz. “Kutlayacağız” diyemiyoruz, zaten 1971 muhtırasına kadar “Gazeteciler Bayramı” olarak kutlanan bu tarih, basın özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla “Çalışan Gazeteciler Günü” adını aldı.

Bir günlüğüne, efendiler, başefendiler bizim mesleğin ne kadar önemli olduğundan bahsedecek, yemekler, övgüler gırla gidecek. Zevatın ekseriyeti tarafından sanki basın emekçilerinin sorunlarına duyarlıymış gibi yapılacak. Sonra “Basının özgürmüş gibi yapıldığı” 24 Temmuz Basın Özgürlüğü gününe dek yine istenenlerin yazılması, istenmeyenlerin yazılmaması beklentileri, basın mensuplarına yönelik her türden hafife alma hareketleri kaldığı yerden devam edecek.

Herkesin mesleğinin ne biçimde, hangi liyakat çerçevesinde yaptığı tartışılabilir.  Fakat riyakârlık her zaman riyakârlıktır.  Bu riyakârlığın gereği olarak özel günlerde övdüğünüz, olağan günlerde sövdüğünüz, işinize geldiğinde beğendiğiniz, işinize gelmediğinde bitli böcekli saydığınız o basın mensupları, tek tek olmasa da toplamda, gerek yerel, gerek bölgesel tarih üzerinde çoğu zaman onları baskı altına almaya çalışanlardan daha fazla iz bırakırlar.

Prensip itibarıyla basın mensupları taltif bekledikleri için veya her türden çıkar için bu mesleği yapmazlar.  Onların mesleği, haber alma hakkı ve kanaatleri ifade özgürlüğünün gerçekleştirilmesi olduğu için yaparlar. Bir doktor hastasını iyileştirdiğinde, bir avukat bir masumu kurtardığında hissettiği neyse, çıkarlarını korumakla mükellef olduğu halkı bilgilendirmeyi belli ölçülerde başardığında, gazetecinin hissettiği de odur.  Asıl mükâfat budur bu meslekte.

Bu yüzden boş verin 10 Ocak’ta onlara övgüler düzmeyi. Söylediğinize ne siz inanıyorsunuz, ne de sizi dinleyen basın mensupları.   Ne siz bir gün övdünüz diye daha demokrat olursunuz, ne de siz övdünüz diye basın mensupları daha muhterem oluyor…

Siz işinizi yapın, sonra bırakın da basın mensupları da kendi işlerini yapsın…

Bu kadarı yeter de artar bile…

 



YORUMLAR


Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?


Her sene 24 Temmuz’da basın mensupları için kutlama mesajları yayınlanır. Adı üstünde Basın Bayramı ya… Gelec... Devamını oku >>

KENDİ AYAKLARI ÜSTÜNDE BİR EREĞLİ…


Gazetelerde, internet sitelerinde, sosyal medyada, realitenin ne olduğundan ziyade, kimin haklı olduğu veya kimin neye sahip olduğu, neye s... Devamını oku >>

GEÇEN HAFTA, BU HAFTA


İçimden hiç yazı yazmak gelmiyor…  Daha doğrusu ne yazsam yetersiz olacağını bildiğimden, klavyemden utanıyor, be... Devamını oku >>

BEKLEYEREK DEĞİL, ÇALIŞARAK…


Karadeniz Ereğli yeni yıla okulda akran zorbalığının bir örneğini konuşarak girdi. Bir meslek lisesinde dört öğrenci, eng... Devamını oku >>

İL OLMA TALEBİ YA DA EREĞLİ’YE SAĞIR OLMAK…


2020 Aralık ayında, neredeyse tam iki yıl önce bu konuyu yine yazmışım. “Karadeniz Ereğli, taleplerini merkezi idareye aktarm... Devamını oku >>

KÖŞE YAZARLARI

NE BAYRAMINDAN BAHSEDİYORSUNUZ?
EREĞLİ ‘’DİNAMİKLERİ’’ ZAYIF
Nöbetçi Eczaneler

PİYASALAR

32,5754
34,8287
2.500,23

KDZ.EREĞLİ'DE HAVA DURUMU

parçalı bulutlu
parçalı bulutlu 12o

SON YORUMLAR