SEÇİMDEN SONRA TSO… FIRSATIN KARDEŞİ…

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ

Ereğli TSO seçimleri mevcut başkan Arslan Keleş’in 7-0’lık zaferiyle sonuçlandı. Sonuç ezici… Yoksa öyle değil mi?

Ereğli TSO Organ seçimlerinde, resmi olmayan kesin sonuçlara göre, toplam 1650 TSO üyesinden 1213’ü oy kullandı. Oy kullanma oranı yüzde 77,75 olarak gerçekleşti.

Geçerli oylardan 754’ü Arslan Keleş’in mavi listesi, 514’ü ise Niyazi Özcan’ın beyaz listesi için oy kullandı.  Seçimlerde 2 oy boş olarak kullanılırken, 13 oy geçersiz sayıldı. Yedi grupta yapılan seçimleri Arslan Keleş’in mavi listesi 7-0 kazandı.

***

Rakamlara sadece bakmak bile, seçim sonucu konusunda bazıları genel algıyla örtüşen, bazıları örtüşmeyen bazı gerçekleri gözler önüne seriyor.

Öncelikle şunu ifade etmek gerek. Seçim sonuçları, herhangi bir şaibe iddiasını bertaraf edecek netlikte sonuçlandı.  Listedeki isimlerin çizilmesi sonucu bir itiraz yaşanan üçüncü grup bir yana bırakılırsa, sonuçlara itiraz etmek mümkün değil.

Üç adayla seçime gidilen ve 3-3-1 gibi bir grup dağılımıyla sonuçlanan bir önceki seçimin sonrası göz önüne alındığında,  başkanlığa ikinci kez seçilen Arslan Keleş’in önümüzdeki dönemde gerek yönetim kurulunu oluşturmak, gerekse sanayi odasının ilçedeki pozisyonunu değiştirecek hamleler yapmak konusunda eli çok daha rahat olacak.

Yine seçimin sonuçlarının getirdiği başka bir şey, büyük güçler büyük sorumluluklar gerektirdiğinden, Keleş’in gördüğü teveccühün hatalı olmadığını göstermek –bu da daha çok proje, daha çok çalışma, üyelerden gelen talepleri daha fazla dikkate almak anlamına geliyor– gibi çetin bir yükün altına girdiği değerlendirmesi gerçekçi olacaktır.

Yani yeni dönem, TSO yönetimi için dikensiz bir gül bahçesi olmayacak.

***

Her fırsat, aynı zamanda tehditlerin kardeşidir.  Ereğli TSO seçimleri özü itibarıyla, bölgeleri gruplarca oluşturulan bir dar bölge seçimidir. TSO üyelerinin kendi kanaatleri dışında herhangi bir zorlamaya prim vermeyecek kadar işlerine hakim kişilerden oluşması da eklendiğinde, bu tür bir seçimin, zorluk derecesi en yüksek seçim olduğu kanaatine varırsınız.

Dar bölge değil de, nispi temsil sistemine göre seçim yapılsaydı, geçerli oy dağılımına göre TSO seçimi, büyük ihtimalle 4-3 gibi yakın bir sonuçla sonuçlanacaktı. Ancak kazanan adayın tüm gruplarda önde tamamladığı dar bölge seçiminde, 7-0’lık bir sonuç elde edildi.  Bu gözle bakıldığında, Keleş’in karşısında hatırı sayılır bir meclis dışı muhalefet olduğunu teslim etmek gerek. 

Dikkat çekmek gereken diğer bir sonuç da çeşitli sebeplerle –yetki belgesi almakta güçlük yaşayan üyeler ve seçime ilgisiz olanlar gibi– oy kullanmayan üyelerin oranı yüzde 22,25 gibi yüksek bir orana karşılık geliyor. Mutat uygulamada olacağı üzere bu grubun oyları eşit dağıtıldığında sonuç değişmez ama gelecekte yaşanacak seçimlerde bu grubun büyük oranda muhalefet cenahına yaklaşması, Keleş’in önündeki risklerden biri olarak görülebilir. Elbette Keleş ve ekibi, kendi pencerelerinden görünen haliyle bu değerlendirmeleri yapacaktır.

Bugün seçim tekrarlansa, iki gün önce kaybeden ekibin oyu daha da azalırdı ihtimal. Çünkü üyeler arasında kazanacağına inandığı ekibe oy verenler arasında yanılanlar da olmuştur. Yine de gelecek seçimde, muhalefet bloğu, halen Keleş’in ekibinde bulunan bir aday etrafında toplanırsa –siyaset böyledir – bugünkü yönetimi hayli zorlayacak bir seçimin altına imza atabilir. Risklerden biri de budur.

***

Seçimin sonuçlarını tek bir yazıda değerlendirmek biraz zor, yine de TSO üyelerinin kendi kanaatleri üzerinde cebri baskı olarak algılanabilecek –ister sadece söylenti , ister gerçek olsun– dayatmalara tepki gösterdiği sonucunu da kabul etmek gerek.  

 TSO üyelerine yönelik seçim sonucunun işaret ettiği bir diğer gözlem de, ekip değil, lider anlayışına dayanan, ‘Ben’ dilini kullanan ötekileştirici söylemlerin entelektüel düzeyi bu kadar yüksek bir kesime dayatılmasının mümkün olmadığı şeklinde. Keleş bu durumu, “TSO Başkanı olarak, seçimden sonra da üyesi kalacak olan kişilere karşı ötekileştiren bir tavrı reddettiği” açıklamasıyla en baştan gördüğünü göstermişti.

Kendisinin “Projelerim” dediği girişimlerin ne kadarını başarıyla tamamlayabileceği konusunda şimdilik bir şey söylemek için erken. Bunu bekleyip görmemiz gerek.

***

TSO Seçimlerinin şimdiye dek pek gündeme gelmeyen bir boyutu var.

 İlçe ekonomisine yön veren en büyük sivil toplum örgütü olmasına rağmen, Ticaret ve Sanayi odası bu alanda yalnız bir oyuncu değil. Esnaf Kefalet, Deniz Ticaret Odası, Şoförler Odası ve belki şimdi aklıma gelmeyen başka meslek odaları da Pazar günü tamamlanan seçimden etkilenme potansiyelini taşıyor. 

İhtimal, TSO yönetimi başka meslek örgütlerinin seçimlerine karışmakta gönülsüz olacaktır. Yine de bu potansiyel var ve TSO üyelerinin bu konuda bilhassa geçtiğimiz seçim kampanya sürecinden bireysel yargılarının nasıl etkilendiği konusu, üstünde kafa yormaya değer başka bir mesele oluşturuyor. Fakat bu meselelerin çoğu, daha sonra şekillenecek şartlardan da etkileneceğinden, bir şey söylemek için erken.

Şu anda yapılabilecek en doğru şey, TSO seçimlerinin Ereğli’ye, TSO üyelerine hayırlı olması ve ikinci kez seçilen Arslan Keleş’e başarılar dilemektir.

Hüseyin AKSAKAL DÜNYA HALİ Tarafından Yazılan Son Yazılar