Pazaryerinde bir garip ´´rehabilitasyon´´ hikayesi

Ereğli Belediyesi bir yıla yakın bir süredir, merkez Pazar yerinde rehabilitasyon çalışmaları adı altında düzenlemeler yapıyor.

Latince bir kelime olan ve sağlığına kavuşturma, kendi doğasına uygun hale getirme, iyileştirme anlamı taşıyan rehabilite sözcüğü, acaba Pazar yerinde sürdürülen ve sonuç aşamasına gelen çalışmalarla ne kadar örtüşüyor?

Ereğli Belediyesi, Pazar yerinin yenilenmesi sürecinde ortaya yeni bir proje koymadığı, var olan şekle uygun bir yenileme çalışması sürdürdüğü için biraz da tıp eğitimi almış doktor belediye başkanımızın katkılarıyla literatüre hakim görünüyor. Dolayısıyla ´´pazaryeri projesi´´ yerine ´´rehabilite´´ sözcüğünü kullanarak hem doktorluğun hem de belediyeciliğin hakkını veriyor.. En azından doğru kelimeyi kullanma konusunda… Maazallah, ya ´´mega proje´´ diye dayatılıverseydi bu çatı değişimi ve zemin betonlama aktivitesi!

PEKİ NEDEN REHABİLİTASYON?

Aslında sorun burada başlıyor.

Evet, Ereğli merkez Pazar yeri fiziki yapısı itibarıyla gerçekten fazlasıyla harap ve bitap düşmüş durumdaydı. Yapısal bir operasyonu, ameliyatı gerekli kılıyordu?

İki seçenek vardı?

Ya ciddi ve köklü yeni bir proje yapılarak tümden yenilenmeliydi bu zaman ve maliyet faktörü açısından belediyemize ´´yük´´ getirecek bir seçenekti. Ya da kısa vadeli ve mali açıdan belediyenin cebini yakmayacak ama ´´işte yeniledik´´ dedirtecek, malum ifadeyle ´´rehabilitasyon´´ yapılmalıydı.

İkincisi tercih edildi. Yani var olan proje korunacak. Şeklen bir düzenleme yapılacaktı. Yapıldı da.. Kötü mü oldu? Hayır, en azından eskisinden daha iyi oldu. Ama bu yeterli mi? Buna da hayır.

Be kardeşim, mademki bu düzenleme pazaryerinin üzerini örten çatı ve zeminini oluşturan betonun yenilenmesiyle hallolacaktı, ayları bulan ve ağır iş makinelerinin çalıştığı, zeminde metrelerce derinliğe varan hafriyat çalışması neden yapıldı? Sadece ve sadece Pazar yerinin üzerini kapatacak çatı sistemini taşıyacak bir çelik iskelet için bu denli bir derinliğe ihtiyaç var mıydı? Tabii ki kullanılan demir miktarı ve ağırlığı hesaplandığında bu ağırlığı taşıyacak bir derinlik gerekli ama çatı için bu denli bir temel ne kadar gerekli idi?

PAZAR YERİNDE NE DEĞİŞTİ?

Şimdi haliyle insanlar soruyor. Pazar yerinde ne değişti? Bir çatı, bir de zemin. Açıkçası bu zahmet, bu nimet için çok fazla. Bu kadarcık bir sevap için böylesi bir azap biraz fazla gibi.

Üstelik, yeni azaplar yaratarak…

Nasıl mı?

ETİ KEDİ Mİ YEDİ?

Nasılını anlatmak için Nasrettin Hoca´nın, evdeki eti kedi mi yedi diye kediyi tarttığı fıkrası iyi bir örnek.

Şimdi sorular: Mevcut rehabilite çalışması öncesi ve sonrasında pazaryerinin kurulu olduğu alan sınırlarında bir değişim oldu mu? Öncesinde kaç tezgah kuruluyordu, şimdi kaç tezgah kuruluyor? Tezgah başına düşen birim metre kare sayısı arttı mı azaldı mı? Yeni tezgah dağıtımı neye göre yapıldı? Eski tezgah sahiplerinden tezgahsız kalan var mı? Yeni tezgah sahibi olan veya tezgah sayısı artan var mı? Cevap evetse, yani bunların tümünde bir değişim yaşandıysa kediyi tartmamız lazım. Arada kaybolan alan miktarı ve tezgah sayısı nereye gitti? Yok cevap hayırsa, her Allahın günü çoğunluğu emekçi kadınlarımızdan oluşan tezgah sahiplerinin her Allah´ın günü, güneşle birlikte tezgah kuracağı alanın başında nöbete durması neden?

Bu sorulara lütfen bir cevap sayın belediye yetkilileri ve çok sevgili doktor başkanım. Yoksa Pazar yerini rehabilite ettik derken, onlarca insanın maneviyatını alt üst edip rehbilitasyona muhtaç edeceksiniz.