CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu, "Geriye dönüp
baktığımızda, Zonguldak ve ülke olarak çok şey kaybettik, hala da kaybetmeye
devam ediyoruz. Ekonomik ve sosyal krizlerin faturası hep emekçilere ödetildi.
Ülkemizin hali hazırda yaşadığı ekonomik krizin faturası da yine emekçilere
ödetiliyor" dedi.
Turpçu, 4-8 Ocak 1991 Büyük Madenci Yürüyüşü'nün 27.
yıldönümü nedeniyle yazılı bir basın açıklaması yaptı.
Turpcu açıklamasında şunları söyledi:
"4-8 Ocak Büyük
Madenci Yürüyüşü, efsane sendikacı ve Genel Maden İşçileri Sendikası (GMİS)
Genel Başkanı Şemsi Denizer`in önderliğinde tüm dünyaya örnek olan Zonguldak'ı
ve ülkemizi aşan bir eylemdi.
‘Arabalarımızı engellediler. Arabayla gidemiyoruz. Ama
ayaklarımız var. Yürüyeceğiz!' kararlılığıyla başlayan mücadelede, aslında
yürüyen tüm Zonguldak kentiydi.
36 gün eşleriyle, aileleriyle birlikte Zonguldak`ta
seslerini duyurmaya çalışan madenciler, iktidarın duyarsızlığı sonrasında,
Zonguldak halkının, demokratların ve devrimcilerin desteğiyle, GMİS Genel
Başkanı Şemsi Denizer'in önderliğinde Ankara`ya yürüyüşe başlamıştır.
Aralarında benimde bulunduğum, sayısı 150 bini bulan kişi, Zonguldak
madencilerinin bu grev ve yürüyüşüne katılarak destek vermiştir. Bu yürüyüş,
ülkemizdeki işçi sınıfı mücadelesine de damgasını vurmuştur.
12 Eylül döneminin getirdiği yasakların rahatlığıyla,
toplumun baskı altına alınmasıyla maden işçilerinin taleplerini görmezden gelen
hükümet; bu yürüyüşte, emek mücadelesinin, örgütlü dayanışmanın cesaret,
kararlıkla bir araya geldiğinde ne denli önemli olduğunu görmüştür.
"O GÜNLERDEN BUGÜNE, ZONGULDAK`TA, ÜLKEMİZDE ÇOK ŞEYLER
DEĞİŞTİ"
O günlerden bugüne, Zonguldak`ta, ülkemizde çok şeyler
değişti. Ülkemizin taş kömürü bulunan tek bölgesinde, bugün çalışan sayısı 8
binlere, üretimimiz 1 milyonun altına indi, işçi hakları ve sendikal haklar
tırpanlandı. Rahmetli GMİS Genel Başkanı Şemsi Denizer gibi, mücadeleci,
cesaretli, kararlı sendikacılar döneminden bugüne gelmemiz, o mücadelenin
içerisinden bugüne, sendikası, sigortası olmayan çalışan olması hepimizi
düşündürmesi gereken başka bir noktadır.
Yerin altında kömür yatıyor, yerin üstünde iş bulamadığı
için memleketimizi terk eden, göç etmek zorunda bırakılan, gittikleri
büyükşehirlerde asgari ücret denilen sefalet ücretiyle, hatta bu rakamın dahi
altında yaşam mücadelesi veren Zonguldaklılar var. Geçmişte Mükellefiyet
Kanunuyla ülke sanayisinin gelişmesi için zorla madende çalıştırılan
Zonguldaklılar, bugün yine zorla işsizliğe ve açlığa mahkum edilmektedir.
Benzer örneklerden, Almanya'da Türklerinde yaşadığı kömür havzası Ruhr'da
istihdam azalınca çalışanlar alternatif mesleklere yönlendirildi. Zonguldak`ta
ise tam tersine işsizliğe, açlığa ve göçe mahkum edildi.
Diğer yandan yaşadığımız, doğduğumuz topraklar ithal kömürle
çalışan termik santrallerle zehirleniyor.
Kömür işletmeciliği deyince akla Zonguldak geliyor, maden
şehitleri deyince de Zonguldak şehitleri aklımıza geliyor. Ancak ne yazık ki,
Zonguldaklı maden şehitleri ülkemizin diğer yerlerinde verdiğimiz maden
şehitlerinden farklı muamele gördü. Bu önemli konunun çözümü için Meclis'te
mücadelemiz devam ediyor.
"EKONOMİK KRİZİN FATURASI YİNE EMEKÇİLERE ÖDETİLİYOR"
Geriye dönüp baktığımızda, Zonguldak ve ülke olarak çok şey
kaybettik, hala da kaybetmeye devam ediyoruz. Ekonomik ve sosyal krizlerin
faturası hep emekçilere ödetildi. Ülkemizin hali hazırda yaşadığı ekonomik
krizin faturası da yine emekçilere ödetiliyor. Vatandaşlar, geçmediği köprünün,
hayatında belki de hiç görmeyeceği havaalanının, tedavi görmediği hastanenin, kullanmadığı
elektriğin, yemediği rüşvetin bedelini ceplerinden ödüyorlar. Fatura hep
emekçiye çıkıyor, olan hep emekçiye oluyor.
Son olarak,
150 bin kişinin katıldığı, 4-8 Ocak Büyük Madenci
Yürüyüşünde kimsenin burnu kanamamış, bu haliyle de demokrasi tarihinin altın
sayfasında yerini almıştır.
"TÜRKİYE İŞÇİ HAREKETİNİN ÖNDERİNDEN, DENİZER'İ SAYGIYLA
ANIYORUM"
Bu düşüncelerle; 4-8 Ocak Büyük Madenci Yürüyüşünde
emekçilerimizin hak arama mücadelesinin bu günlere ışık tutmasını diliyorum.
Emeğin başkenti Zonguldak'ı tarihin altın sayfalarına yazdıran emekçilerimize
ve tüm Zonguldaklı hemşehrilerime bir kez daha saygıyla selam olsun diyor;
sendika lideri, Türkiye işçi hareketinin değerli önderinden, GMİS Genel Başkanı
Şemsi Denizer'i saygı ve rahmetle anıyorum."