Eğitim Sen: “Öğrenciler arasındaki eşitsizlik derinleşti”

Karadeniz Ereğli Eğitim Sen Temsilciliği Yürütme Kurulu, “23 Mart 2020 tarihinde uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, bu eğitimin içeriği, etkililiği ve yapılma şekli dahil pek çok konu tartışıldı. En başından beri söylediğimiz gibi EBA uygulaması öğrenciler arasında eşitsizliği arttırmış ve eşitsizliği daha görünür kılmıştır” dedi.

Karadeniz Ereğli Eğitim Sen Temsilciliği Yürütme Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada salgın sürecinin başta sağlık olmak üzere tüm alanlarda olduğu gibi eğitim faaliyetlerinde de ciddi olumsuz sonuçlara yol açtığını ileri sürdü.

Salgın döneminde eğitim alanında yaşanan tüm gelişmeleri ve eğitimin temel parçası olan eğitim emekçileri ve öğrencilerin taleplerini kayıt altına almaya çalıştıklarını belirtilen açıklama şu görüşler savunuldu:

“Tüm dünyayı etkisi altına alan covid-19 salgını nedeniyle ülkemizde de can kayıplarının başlamasıyla beraber 16 Mart 2020 tarihinde örgün ve yaygın eğitim kurum ve kademelerinde yüz yüze eğitime ara verildi.  Tarihi bir dönemden geçtiğimiz bu süreçte Eğitim Sen genel merkezi neredeyse her gün “Eğitim Günlükleri” yayınlayarak salgın koşullarında eğitim alanında yaşananları, tüm eğitim emekçileri ve öğrencilerin taleplerini dile getirerek kayıt altına almaya çalıştı.

UZAKTAN EĞİTİM ÖĞRENCİLER ARASINDAKİ EŞİTSİZLİĞİ DERİNLEŞTİRDİ

23 Mart 2020 tarihinde uzaktan eğitimin başlamasıyla beraber, bu eğitimin içeriği, etkililiği ve yapılma şekli dahil pek çok konu tartışıldı. En başından beri söylediğimiz gibi EBA uygulaması öğrenciler arasında eşitsizliği arttırmış ve eşitsizliği daha görünür kılmıştır. EBA’nın tamamen teknoloji temelli, çevrimiçi bir sosyal eğitim paylaşım platformu olması ve pek çok ailenin ekonomik sorunlar yaşıyor olması, kaygılarımızın haklılığını ortaya koymuş oldu. Kamusal eğitim tüm öğrencilerin bu hizmetten eşit, ücretsiz yararlanması ve yine bu hizmetin tüm öğrenciler için ulaşılabilir olması ön koşulları üzerine inşa edilmiştir. Bu haliyle kimi öğrenciler için bu dönemde olumlu bir olanak olacak olan uzaktan eğitim uygulamaları, pek çok öğrenci açısından imkansızlıklarla yüzleşme ortamı yaratmıştır. Eğitim Sen olarak yaptığımız “MEB hem kendi olanakları ile hem de depolarında, stoklarında öğrencilerin kullanabileceği donanımı olan firmalara çağrı yaparak, bu donanımın öğrencilere ücretsiz ulaştırılmasını sağlamalıdır.” çağrımız karşılık bulamamıştır. Bununla birlikte öğretmenler öğrencileriyle kurdukları ilişkiler üzerinden kimi öğrencilere kendi bütçelerinden internet, tv ve bilgisayar sağlama yoluna gitmiştir fakat bu çalışmalar öğretmenin ya da idarecinin değil bizzat devletin görevidir.

MEB yöneticilerinin yapmış oldukları açıklamalardan dolayı uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin yerini alabileceğine dair yanlış bir algı oluşmuştur. Bunun hızlıca değiştirilmesi gerekmektedir. Uzaktan eğitim ancak tamamlayıcı eğitim olarak kabul edilebilir.

Uzaktan eğitim incelendiğinde, uzaktan eğitimde kullanılan videoların teknik altyapısı, ders içerikleri, derslerin anlatım şekli, ders anlatım hızı, yapılan maddi hatalar gibi pek çok başlık altında toplanabilecek eksiklikler mevcuttur. Uzaktan eğitimde kimi derslerin anlatımında yaşanan olumsuzluklar, siyasal iktidarın kendi siyasal ve ideolojik amaçlarını eğitime hâkim kılma isteğinin bir sonucudur. Aynı yüz yüze eğitimde olması gerektiği gibi uzaktan eğitimde de ders içerikleri bilimsel ölçülere göre oluşturulmalıdır.

Ayrıca uzaktan erişime dahil edilmesi gereken öğrencinin tüm yükü okul idareleri eliyle öğretmenlerin üzerine atılmıştır. Öğretmenlerin telefonla tek tek öğrenci ve velilerle görüştüğü şifre verdiği, ders programı ulaştırdığı ve tüm bu çabanın ardından öğrencilerin çok küçük bir kısmını uzaktan eğitime dahil edebildiği görülmekteyken bu çabanın görmezden gelindiği okul whatsaap gruplarından öğretmenlere sürekli yeni görevlerin yüklendiği ortadadır. Zorlayıcı sebepler veya verilen talimatlar olmasa da öğretmenler öğrencilerinin sağlıkları ile ilgili gerekli ilgiyi göstermekte, iletişim kurmaktaydı.

Uzaktan eğitim yaz tatilinde de devam edeceğinden öğretmenlere ders çekimlerinde görev verilmektedir. Öğretmenlerin, dinlenme başta olmak üzere, birçok hakkı yok sayılarak görevlendirme yapılmamalıdır.

EBA YARIŞ ARACI HALİNE GELDİ

Eğitim yöneticileri için EBA’nın hangi okulda daha fazla kullanıldığı ilan edilmemiş bir rekabet haline gelmiştir. Bunun sonucu olarak da iş yükü artan öğretmenler, kendilerinin sürekli kontrol altında olduğu ve izlendiğini hissetmişlerdir. Öğretmenlerin 10000, 20000 gibi puanlar aldığını görüyoruz.  3 aylık salgın döneminde EBA da ortaya çıkan verilerin maalesef doğru olmadığını görüyoruz. Bu kadar kısa sürede bu puanlar nasıl alındı? Eba üzerinde puan toplamak için yapılan çalışmaların eğitim öğretim faaliyetleri ile ilgisinin olmadığını ve öğretmenliğin dayanışmadan aldığı gücü yok ettiğini görüyoruz. Öğretmenleri bu yarışa sokan puanlama sistemi kaldırılmalıdır.

ÖĞRETMEN YARIŞMAZ DAYANIŞMA İÇİNDE OLUR

Öğretmenlerimiz her koşulda öğrencilerimiz ve gereksinimi olan tüm kesimlerin yanında olmuş ve olmayı da sürdürecektir. Bu nedenle, öğretmenlerimizi denetlemek yerine desteklemek yönetimin bu dönemdeki en önemli görevi olmalıdır. Öğretmenler, kamu adına faaliyet sürdüren emekçilerdir. Doğal olarak öncelikle halkımıza karşı sorumlulardır. EBA kullanım süresi ve sisteme yüklenen içeriklerden puan alınmakta ve alınan puanlara göre de öğretmenlerin okul, ilçe ve il sıralaması yeri belirlenmektedir. EBA’da öğretmenlere puan vermenin hukuki dayanağı yoktur. Eğitim Sen bu uygulamanın kaldırılması için üzerine düşeni yapmış, MEB’e konu ile ilgili başvuruda bulunmuştur Bu durumu, öğretmenler arasında yarışa dönüştürmek öğretmenlik mesleğinin itibarı ve değerini azaltmaktadır. Öğretmenlik mesleği bir uzmanlık mesleğidir. Öğretmenlik mesleğinin toplumsal işlevi ve öğretmenlerin üstlendiği sorumluluk, öğretmenliğin toplumsal değerini her dönemde ve tüm ülkelerde artırmaktadır. EBA’da öğretmenlere ve öğrencilere puan verilmesi sisteminden vazgeçilmelidir. Öğretmenler birbirleriyle yarışmazlar, dayanışma içinde olurlar.

Eğitim SEN olarak; güvencesizliğin, torpilin, liyakatsizliğin ve kadrolaşmanın tüm topluma dayatıldığı, eşit yurttaşlıktan söz edemeyeceğimiz bir dönemde birlikte mücadelenin ortak geleceğimiz için zorunlu olduğunu, eşit ve özgür bir gelecek için; kadrolu güvenceli iş. Laik, bilimsel ve kamusal eğitim mücadelemizi kesintisiz ve bir arada sürdüreceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz. Tüm eğitim emekçileri, öğrenci ve velilerimize sağlıklı bir tatil diliyoruz.”