Devreleri yakıp, sigortadan bahsetmek…

Karadeniz Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık´ın, söylem ve eylemleri arasındaki uçurum her açıklamasında duyanları şaşkına çevirir cinsten. Söylediğiyle yaptığı arasındaki 180 derecelik fark, akla Posbıyık´ın insanların aklıyla alay mı ediyor sorusunu getiriyor.

Posbıyık´ın yaptığına mı söylediğine mi inanılacak. Kendisini "duayen belediye başkanı" ve "efsane siyasetçi" olarak tanımlayan Posbıyık´ın bu tutarsızlıkları, bir pazarlama tekniği olarak her hangi tüccara (namusuyla ticaret yapanları ayrı tutarak) yakışsa da siyasette açıklanması güç bir çelişki.

Olayı baştan alacak olursak.

Belediye Meclis listeleri, bir kentin sosyal dokusunu, mesleki, yöresel, cinsiyet ve birçok kriteri gözeterek temsil edecek şekilde tasarlanır. Bir anlamda aday kadar adayın temsil ettiği sosyal grupta listedeki yeriyle onurlandırılır, "dikkate alınıyorsunuz" mesajı verilir.

Ereğli´de yerleşik olarak yaşayan ve kentin ana bileşenlerinden birini oluşturan ciddi bir alevi inancını yaşayan kesim var.

Alevi yurttaşlarımızın, yaşadıkları tarihsel haksızlıklar kadar, gerek inançlarını yaşamada gerekse temsiliyet noktasında güncel olarak hakkaniyetli bir yerde olduklarını söylemek güç. Buradan hareketle Ereğli ölçeğinde sosyal demokrat kriterlerde siyaset yapma iddiasında olan bir parti ve adayının Alevi vatandaşlarımıza karşı pozitif ayrımcılık yapması beklenen istenen bir durumdur.

Ancak gelişen olaylara baktığımızda bırakalım pozitif ayrımcılığı, olağan bir sosyal gruba verilen önem dahi gösterilmemiştir.

Ereğli´de faaliyette olan ve Alevi vatandaşlarımızı önemli oranda temsil eden Alevi Kültür Dernekleri Şubesi´nden de bir isim CHP´nin, Posbıyık´ın meclis listesine yazılması için önerilmişti. Genel kanı bu isme seçilecek bir yerden adaylık verileceği idi. Sonuç hiç de öyle olmadı ve listeler açıklandığında Dursun Ali Kansu´nun 3 kontenjan olmak üzere toplam 31 kişilik listede 23. sıraya yerleştirildiği görüldü. CHP´nin seçimi kazandığı takdirde 3 kontenjan üyeliğini saymazsak listeden seçilme şansı olacak isim sayısının en iyi ihtimalle 15-16 kişi olacağını göz önüne getirdiğimizde yapılanın pozitif ayrımcılık mı yoksa negatif bütünleşme mi olduğuna siz karar verin. Özetle seçilmenize imkan olmayan bir yerden sıra verdik, isminizin listeye yazılmasına şükredip bize oy verin denmiştir.

OLAY BURADA BİTSE İYİ

Ancak olay burada bitse iyi… Seçim çalışmaları kapsamında Alevi vatandaşlarımızın yoğun yaşadığı bir mahallede kahvehane toplantısı yapan Posbıyık bakın dün neler söylemiş:

"Biliyorsunuz benim canlara karşı ayrıca bir sempatim var. Çünkü onlar Atatürkçü, Cumhuriyetçi, demokrasi aşığı ve hatta benim ifademle ‘Türkiye Cumhuriyeti´nin sigortası´ olarak bakarım onlara. Hep onların yanında oldum, canlarda her zaman benim yanımda oldu."

İnsan sormadan edemiyor, bu nasıl sevgi? Temsiliyetde sıra yok ama oy istemeye sıra gelince sevgi derya deniz.

Alevi vatandaşlarımız koskaca "cumhuriyetin sigortası" ama Ereğli Belediye Meclisi´nin sigortaya ihtiyacı yok… Yok çünkü devreler çoktan yanmış…

Ne diyelim… Olmaz olsun böyle sevgi.

Tam da burada sözü Kul Nesimi´ye bırakmalı….

"Har içinde biten gonca güle minnet eylemem

Arabiyi, Farisiyi bilmem, dile minnet eylemem

Sırat-i müzre müstakim gözetirim rahimi

Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem…"